İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
white-faced |
{,waıt'feıst}
- [A] beti benzi atmış, yüzü bembeyaz olmuş
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
white-slave agent |
|
|
black and white |
- [N] basılı şey, siyah beyaz resim
|
|
in black and white |
- [ADV] yazılı olarak, yazıyla
|
|
bold-faced |
{'bəʋld,feıst}
- [A] yüzsüz, arsız, küstah, utanmaz, koyu renk yazılmış
|
|
white bread |
|
|
Would you show me some white china? |
- [PHR] porselen: Beyaz porselen gösterebilir misiniz?
|
|
white chocolate |
- [N] çikolata: beyaz çikolata
|
|
double-faced |
{'dʌbəl,feıst}
- [A] iki yüzlü, çift taraflı
|
|
egg white |
{'egwaıt}
|
|
white elephant |
- [ID] değerli ama işe yaramayan mülk, büyük boy kâğıt, gereksiz eşya, masraflı hediye
- [N] beyaz fil
|
|
be faced with |
- [ID] karşısında olmak, yüz yüze gelmek, karşı çıkmak
|
|
faced |
{feıst}
|
|
show the white feather |
- [ID] korkaklık etmek, korktuğunu belli etmek, korkmak, ödleklik etmek
|
|
I would like a black and white film. |
- [PHR] film: Siyah beyaz film rica ediyorum.
|
|
growing white |
|
|
Janus-faced |
{,dʒeınəs'feıst}
|
|
white magic |
- [N] iyi büyü, melek büyüsü
|
|
milk-white |
{'mılk,waıt}
|
|
moon-faced |
{'mu:n,feıst}
|
|
white mulberry |
|
|
|
|