İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
air pocket |
{eər'pɒkıt}
|
|
pocket book |
{'pɒkıt,bʋk}
- [N] defter: cep defteri, kitap: cep kitabı, cüzdan, çanta: el çantası (Amer.)
|
|
I would like to buy a pocket dictionary. |
- [PHR] sözlük: Cep sözlüğü satın almak istiyorum.
|
|
hip pocket |
{,hıp'pɒkıt}
|
|
out-of-pocket |
{,aʋtəv'pɒkıt}
- [A] cepten, cepten çıkan, nakit ödenen, peşin harcanan
|
|
out-of-pocket expenses |
- [N] nakit harcamalar, cepten çıkmış masraflar
|
|
pocket |
{'pɒkıt}
- [A] cep, minyatür
- [N] cep, torba, kese, hava boşluğu, oyuk, kovuk, maddi olanak
- [V] cebe indirmek, cebe koymak, cebe atmak, iç etmek, üstüne yatmak, gizlemek, bastırmak, belli etmemek, deliğe sokmak {bilardo}, veto etmek, çembere almak {savaş}, sineye çekmek, hazmetmek {hakaret}
|
|
be in pocket |
|
|
be out of pocket |
|
|
line one's pocket |
- [ID] kesesini doldurmak, cebini doldurmak
|
|
put one's hand in one's pocket |
- [ID] elini cebine atmak, para harcamak
|
|
put smb. in one's pocket |
- [ID] parmağında oynatmak, avucuna almak, üzerinde çok etkili olmak
|
|
pocket edition |
- [N] cep baskısı, küçük kitap
|
|
pocket lamp |
|
|
pocket money |
{'pɒkıt,mʌnı}
- [N] cep harçlığı, harçlık
|
|
pocket-size |
{'pɒkıtsaız}
|
|
pocket-sized |
{'pɒkıt,saızd}
|
|
thrust one's hand into one's pocket |
|
|
vest |
{vest}
- [N] iç gömleği, fanila, yelek
- [V] yetki vermek, hak vermek, cüppe giydirmek, cüppe giymek, haczetmek (Amer.), el koymak (Amer.), hak olarak geçmek
|
|
life vest |
|
|
|
|