Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
tight-lipped Dinle! {'taıt,lıpt}
  • [A] ağzı sıkı, sır tutan, dudakları kenetlenmiş {kızgın}

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
close-lipped {,kləʋs'lıpt}
  • [A] ağzı sıkı, kapalı kutu
in a tight corner
  • [ID] köşeye sıkışmış
holding tight
  • [N] sıkı tutma
-lipped
  • [SUFF] dudaklı
tight purse
  • [N] cimri
keep a tight rein on
  • [ID] kontrol altında tutmak
  • [V] dizginlemek
be stretched tight
  • [V] kasılmak
stretch tight
  • [V] kasmak
tight Dinle! {taıt}
  • [A] sıkı, dar, gergin, kasılmış, sızdırmaz, zor, kritik, kısa ve özlü, cimri, eli sıkı, başabaş, sarhoş
hold tight
  • [V] sıkı tutmak, sıkmak
It's too tight.
  • [PHR] dar: Çok dar.
It's too tight here.
  • [PHR] dar: Burası çok dar.
sit tight
  • [V] kımıldamamak, sağlam oturmak, krizin geçmesini beklemek, vazgeçmemek
very tight
  • [ADV] sımsıkı
tight corner
  • [N] zor durum, güç durum
tight-fisted {'taıt,fıstıd}
  • [A] cimri, eli sıkı
tight fit
  • [A] daracık, sımsıkı oturmuş
be in a (tight) spot k. dili zor bir durumda olmak.
close-lipped s. sıkı ağazlı
sit tight sıkı durmak.