Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
talking {'tɔ:kıŋ}
  • [A] konuşan, konuşma
  • [N] konuşma
talking s. i konuşan, konuşabilen; konuşkan;

i. konuşma. talking machine eski gramofon. talking point üstünde durulacak nokta.
talking konuşan, konuşabilen; konuşkan; konuşma. talking
talking n.konuşan:v.konuş:prep.konuşarak
Talking Konuşuyor

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
get talking
  • [V] konuşmaya başlamak, konuşturmak
let him do the talking
  • [PHR] bırak konuşsun
talking dictionary
  • [N] konuşan sözlük
talking doll
  • [N] konuşan bebek
talking in one's sleep
  • [N] sayıklama
talking parrot
  • [N] konuşan papağan
talking picture
  • [N] sesli film
talking-to Dinle! {'tɔ:kıŋ,tu:}
  • [N] azar, çıkışma
give smb. a talking-to
  • [V] azarlamak, haşlamak
musical and talking toys
  • [N] oyuncak: müzikli ve konuşan oyuncaklar
talking toy
  • [N] oyuncak: konuşan oyuncak
a truce to talking
  • [N] konuşmaya ara verme
talking-to i. k. dili azarlama, azar, paylama.
what are you talking about?
1. hangi. ne. hangi. ne. neyi. neleri.
talking-to talk.ing-to tô'kîngtu İsim, colloquial * azarlama, azar, paylama.
a truce to talking konuşmaya ara verme i.
get talking konuşmaya başlamak, konuşturmak
give smb. a talking to azarlamak, haşlamak f.
let him do the talking bırak konuşsun
musical and talking toys müzikli ve konuşan oyuncaklar i.