İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
super |
{'su:pər}
- [A] süper, aşırı, üstün, mükemmel, birinci sınıf
- [N] birici sınıf mal, kaliteli şey, bina sorumlusu (Amer.), kapıcı (Amer.), denetmen, gözetmen, kontrolör, polis şefi (Amer.), başkomiser (Brit.), fazlalık, ihtiyaç fazlası kimse, figüran, sesüstü yinelenimli alıcı
|
|
super |
s. 1. k. dili harika, çok güzel, süper. 2. fazlasıyla, aşırı derecede: super secrecy aşırı gizlilik.
i. k. dili 1. şef, amir; nezaretçi. 2. kapıcı. |
|
super |
{önek} üstün, üzerinde, fevkinde, fazlasıyla. |
|
super |
i. {argo} tiyatroda önemsiz rollere çıkan oyuncu. |
|
super |
i.
s. üstün kalite, ekstra cins; mücellithanede kullanılan pamuk takviye bezi; tic. âlâ derece, âlâ derecede olan şey;
s. {argo} üstün. |
|
|
Türkçe » İngilizce |
Yukarı |
süper |
- [A] super, classy, some, gee-whiz, topping
|
|
süper |
super, extraordinarily good.
süper benzin high-octane gasoline. |
|
süper |
* super, extraordinarily good. |
|
süper |
super |
|
süper |
almighty |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|