 İngilizce » Türkçe  İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| refraction |
 {rı'frækʃən}
- [N] kırılma, ışığı kırma gücü, refraksiyon
|
|
| super |
{'su:pər}
- [A] süper, aşırı, üstün, mükemmel, birinci sınıf
- [N] birici sınıf mal, kaliteli şey, bina sorumlusu (Amer.), kapıcı (Amer.), denetmen, gözetmen, kontrolör, polis şefi (Amer.), başkomiser (Brit.), fazlalık, ihtiyaç fazlası kimse, figüran, sesüstü yinelenimli alıcı
|
|
| super- |
{'su:pər}
- [PREF] ek, fazla, ilâve, üstün, üstünde, üzerinde
|
|
| I need super. |
- [PHR] süper: Süper benzin kullanıyorum.
|
|
| super-duty |
|
|
| acoustic refraction |
akustik kırılma |
|
| angle of refraction |
kırılma açısı |
|
| aplanatic refraction |
aplanatik kırılma |
|
| atomic refraction |
atomik kırılma |
|
| refraction |
{i.} kırılma. |
|
| refraction |
i. fiz. kırılma, kırılım, refraksiyon. |
|
| refraction |
{i.} kırılma. |
|
| refraction |
i. fiz. kırılma, kırılım, refraksiyon. |
|
| refraction |
kırılma |
|
| super |
s.
1. k. dili harika, çok güzel, süper.
2. fazlasıyla, aşırı derecede: super secrecy aşırı gizlilik.
i. k. dili
1. şef, amir; nezaretçi.
2. kapıcı. |
|
| super |
{önek} üstün, üzerinde, fevkinde, fazlasıyla. |
|
| super |
i. {argo} tiyatroda önemsiz rollere çıkan oyuncu. |
|
| super |
i.
s. üstün kalite, ekstra cins; mücellithanede kullanılan pamuk takviye bezi; tic. âlâ derece, âlâ derecede olan şey;
s. {argo} üstün. |
|
| Super |
Süper |
|
| refraction |
re.frac.tion
rîfräk'şın
İsim, physics
* kırılma, kırılım, refraksiyon. |
|
|
| Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|
