İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
accident-prone |
{'æksıdənt,prəʋn}
- [A] kazaya eğilimli, çok kaza yapan
|
|
strike an attitude |
- [V] tavır takınmak, poz yapmak
|
|
strike an average |
|
|
strike a balance |
- [V] bilanço çıkarmak, uzlaşmak, anlaşmaya varmak
|
|
strike a bargain |
- [V] anlaşmak {pazarlık}, pazarlıkta anlaşmak, fiyatta anlaşmak
|
|
Does that strike a chord? |
- [PHR] hatırlatmak: Bu bir şey hatırlatıyor mu?
|
|
strike the right chord |
- [ID] can alıcı noktaya dokunmak, hassas yönünü bulmak
|
|
general strike |
|
|
hunger strike |
{'hʌŋgərstraık}
|
|
lightning strike |
{'laıtnıŋ,straık}
- [N] ani grev, yıldırım harekâtı
|
|
strike a match |
|
|
strike pay dirt |
- [ID] kâra geçmek (Amer.), başarı kazanmak (Amer.)
|
|
prone |
{prəʋn}
- [A] yüzükoyun, başaşağı, yokuş aşağı, eğimli, meyilli, yatkın
|
|
sit-down strike |
- [N] oturma eylemi, oturma grevi
|
|
strike a snag |
- [V] engelle karşılaşmak, pürüzle karşılaşmak
|
|
strike up a song |
|
|
strike |
{straık}
- [N] grev, çalma, vurma, vuruş, vurgun, petrol bulma, maden bulma, beklenmedik başarı, hava saldırısı, nükleer saldırı
- [V] basmak {çalgı, para}, hesap bakiyesini tespit etmek, vurmak, çarpmak, isabet etmek, indirmek, çakmak, işlemek, gözüne ilişmek, yeretmek, etki bırakmak, izlenim bırakmak, gibi gelmek, bulmak, çalmak {saat}, gelip çatmak, kök salmak, yolunu tutmak, grev yapmak, çıkarmak, takınmak, sokmak {yılan}
|
|
be on strike |
- [V] grevde olmak, grev yapmak
|
|
go on strike |
- [V] greve gitmek, grev yapmak
|
|
stay-down strike |
- [N] oturma eylemi, oturma grevi
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
strike a blow |
1. affect adversely; "The court ruling struck a blow at the old segregation laws". |
|
strike down |
1. cause to die, especially suddenly; "The disease struck down many young men in the village". 2. declare null and void; make ineffective; "Cancel the election results"; "strike down a law". . cause to die, especially suddenly; "The disease struck down many young men in the village". . cause to fall by or as if by delivering a blow; "strike down a tree"; "Lightning struck down the hikers". |
|
|
|