İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
storm |
{stɔ:rm}
- [N] fırtına, kasırga, hücum, öfke, kıyamet, kargaşa, telaş, fırtınanın yarattığı dalgalanma
- [V] şiddetli esmek, fırtına gibi esmek, kıyameti koparmak, öfkelenmek, hücum etmek, saldırmak, zorla girmek, taarruz etmek
|
|
storm |
i.
f. fırtına, bora; şiddetli öfke veya heyecan; ask. müstahkem bir yere hücum; {alkış} tufan;
f. fırtına patlamak, bora çıkmak; fırtınalı geçmek; hiddetten köpürmek; ask. müstahkem yere hücum etmek. storm and stress buhran devresi, bak. Sturm und Drang storm center meteor kasırga merkezi. storm cloud fırtına bulutu. storm door kış veya fırtınaya karşı yapılan ilâve dış kapı. storm flag meteor fırtına bayrağı. storm glass eski tip barometre. storm petrel bak. stormy petrel. storm sail fırtına yelkeni. storm signal fırtına alâmeti. storm window kış mevsiminde pencereye ilâve olunan dış kanat. |
|
storm |
i. fırtına; sağanak.
f. 1. şiddetli bir şekilde hücum ederek {bir yeri} fethetmek; şiddetli bir şekilde hücum etmek. 2. çok öfkeli bir halde gitmek/hareket etmek. 3. bağırıp çağırmak. 4. fırtına esmek: It´s storming outside. Dışarıda fırtına var. |
|
storm |
storm
stôrm
İsim
* fırtına; sağanak.
Fiil
* şiddetli bir şekilde hücum ederek {bir yeri} fethetmek; şiddetli bir şekilde hücum etmek.
* çok öfkeli bir halde gitmek veya hareket etmek.
* bağırıp çağırmak.
* fırtına esmek. |
|
storm |
fırtına, bora; şiddetli öfke veya heyecan; {ask.} |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
dust storm |
{'dʌst,stɔ:rm}
|
|
electric storm |
- [N] şimşek: şimşekli fırtına
|
|
ice storm |
|
|
any port in a storm |
- [ID] denize düşen yılana sarılır
|
|
I wonder if there will be a storm. |
- [PHR] fırtına: Fırtına mı çıkacak acaba?
|
|
storm anchor |
- [N] ocaklık demiri, kurtuluş ümidi
|
|
storm-beaten |
{'stɔ:rm,bi:tən}
- [A] fırtınaya tutulmuş, fırtına yemiş
|
|
storm center |
- [N] kasırga merkezi, karışıklığın kaynağı
|
|
storm cloud |
{'stɔ:rmklaʋd}
- [N] yağmur bulutu, kara bulut, tehlike
|
|
storm petrel |
{'stɔ:rm,petrəl}
- [N] fırtına kırlangıcı, fırtına kuşu
|
|
the sky threatens a storm |
- [PHR] fırtına çıkacağa benziyor
|
|
weather a storm |
- [V] fırtınaya karşı koymak
|
|
magnetic storm |
manyetik fırtına |
|
magnetic storm |
manyetik fırtına |
|
storm of applause |
alkış tufanı. |
|
storm petrel |
zool. fırtınakuşu, denizördeği. |
|
take a place by storm |
ask. şiddetli bir hücum yaparak bir yeri almak/ele geçirmek. |
|
take s.o. by storm |
birinin kalbini fethetmek, birini büyülemek. |
|
storm of applause |
* alkış tufanı. |
|
take a place by storm |
military
* şiddetli bir hücum yaparak bir yeri almak/ele geçirmek. |
|
|
|