İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
stiff-necked |
{,stıf'nekt}
- [A] dik kafalı, inatçı, kibirli, yapmacıklı
|
|
stiff-necked |
s. dik başlı, çok inatçı. |
|
stiff-necked |
stiff-necked
stîf'nekt'
Sıfat
* dik başlı, çok inatçı. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
be bored stiff |
- [V] can sıkıntısından patlamak, sıkıntıdan patlamak
|
|
high-necked |
{'haı,nekt}
- [A] dik yakalı, balıkçı yakalı
|
|
have a stiff neck |
- [V] boyun: boynu tutulmak
|
|
stiff neck |
- [N] lumbago, boyun: tutulmuş boyun, boyun tutulması, inatçılık
|
|
red-necked phalarope |
- [N] kırmızı boyunlu kum kuşu
|
|
as stiff as a poker |
|
|
be as stiff as a poker |
- [ID] baston yutmuş gibi durmak
|
|
as stiff as a ramrod |
- [A] aşırı ciddi, aşırı sert
|
|
red-necked |
- [A] kızıl gerdanlı
- [N] kızıl gerdanlı kuş
|
|
stiff |
{stıf}
- [A] sert, katı, koyu, yoğun, kati, zor, zorlu, çetin, fahiş, aşırı yüksek, gergin, tutulmuş, zoraki, soğuk, dik, sarp, kabul edilemez, inanılmaz, absürd, alkollü, içkili, sarhoş
- [N] ölü, ceset, kurban, suç ortağı, baş belâsı, sahte banknot, sahte para
|
|
that's a bit stiff |
- [ID] bu kadar da olmaz, bu kadarı da fazla
|
|
stiff collar |
|
|
stiff price |
{'stıf,praıs}
|
|
be bored stiff |
k. dili sıkıntıdan patlamak/çatlamak. |
|
have a stiff neck |
boynu tutulmak. |
|
keep a stiff upper lip |
cesaretini kaybetmemek, metin olmak. |
|
keep a stiff upper lip |
k. dili şikâyet etmeden soğukkanlılıkla karşılamak; metanet göstermek. |
|
stiff |
s. 1. katı, sert {bir şey}. 2. kaskatı, gergin {kas}. 3. koyu, koyu bir kıvamda olan. 4. zor, güç, müşkül. 5. resmi, soğuk {davranış}.
i. argo morto, ceset. |
|
stiff |
s.
i. katı, sert, pek; pekişmiş; eğrilmez, bükülmez; dik; koyu, özlü; sıkı; tutulmuş; gergin; zorlanmış; akıcı olmayan; resmi; inatçı; alkolü çok; sarp, çetin; den. rüzgâra dayanıklı, sağlam; zor, ağır; değişmeyen; {İskoç}, {İng}, leh. dinç, kuvvetli; yüksek, pahalı;
i. {argo} ceset; {argo} baş belası; {argo} herif; {argo} suç ortağı; {argo} kurban; {argo} sahte kâğıt para. keep a stiff upper lip cesaretini kaybetmemek, soğukkanlılığını korumak. stiffly
z. dimdik olarak. stiffness
i. katılık, sertlik . |
|
stiff breeze |
sert esen rüzgâr. |
|
|
|