İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
soul-searching |
i. iç değerlendirme, kendini motive eden şeyleri gözden geçirme. |
|
soul-searching |
i. kendi kendini inceleme, kendine eğilme. |
|
soul-searching |
soul-search.ing
sol'sırçîng
İsim
* iç değerlendirme, kendini motive eden şeyleri gözden geçirme. |
|
soul-searching |
kendi kendini inceleme, kendine eğilme. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
black soul |
|
|
not a bloody soul |
- [PHR] hiç kimsecikler, kul: Allah'ın tek kulu
|
|
with heart and soul |
|
|
heart and soul |
- [ADV] tamamen, canı gönülden, seve seve
|
|
heart-searching |
{'hɑ:rt,sɜ:rtʃıŋ}
|
|
possess one's soul in peace |
- [V] kafasını dinlemek, başını dinlemek
|
|
god rest his soul |
- [PHR] huzur içinde yatsın, Allah rahmet eylesin
|
|
searching |
{'sɜ:rtʃıŋ}
- [A] inceden inceye araştıran, araştırıcı, keskin {bakış}, sıkı {araştırma}
- [N] arama
|
|
searching fire |
|
|
searching of the heart |
- [N] vicdan yoklaması, vicdanını yoklama
|
|
soul |
{səʋl}
- [N] ruh, can, gönül, kişi, kimse, öz, timsal
|
|
not a soul |
- [N] kimsecikler, hiç kimse
|
|
soul brother |
|
|
soul-destroying |
{,səʋldı'strɔııŋ}
- [A] can sıkıcı, sıkıcı, monoton, tekdüze
|
|
soul music |
|
|
soul sister |
|
|
work with heart and soul |
|
|
Begin searching |
Aramaya Başla |
|
searching |
s. 1. araştırıcı, inceden inceye araştıran. 2. nüfuz eden. 3. keskin. |
|
searching |
s. araştırıcı, inceden inceye araştıran; nüfuz eden; keskin searchingly
z. arayarak. |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|