Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
soul-destroying {,səʋldı'strɔııŋ}
  • [A] can sıkıcı, sıkıcı, monoton, tekdüze

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
black soul
  • [N] kötü ruh
not a bloody soul
  • [PHR] hiç kimsecikler, kul: Allah'ın tek kulu
destroying
  • [A] tahrip edici
  • [N] tahrip, tahribat, tahrip etme
with heart and soul
  • [ADV] canla başla
heart and soul
  • [ADV] tamamen, canı gönülden, seve seve
possess one's soul in peace
  • [V] kafasını dinlemek, başını dinlemek
god rest his soul
  • [PHR] huzur içinde yatsın, Allah rahmet eylesin
soul Dinle! {səʋl}
  • [N] ruh, can, gönül, kişi, kimse, öz, timsal
not a soul
  • [N] kimsecikler, hiç kimse
soul brother
  • [N] soydaş {zenci}
soul music
  • [N] soul müzik
soul sister
  • [N] soydaş {zenci}
work with heart and soul
  • [V] canla başla çalışmak
soul i.
1. ruh.
2. gerçek duygu, içtenlik.
3. kimse, biri: He´s a good old soul. İyi kalpli bir ihtiyardır o.
4. {bir şeyin} ta kendisi: He´s the soul of generosity. Cömertliğin ta kendisidir.
5. Amerikalı zencilerin yarattığı bir müzik türü.
soul i. ruh, can; zenci müziğinin uyandırdığı heyecan veya his; fels. tin; hissiyat, maneviyat; öz, nüve; kök, temel; canlılık; şahıs, kişi, kimse. soul brother A.B.D. zenci soydaş. soul food A.B.D. Güneyli zencilere özgü yemek.
soul mate
1. ruh. can. gönül. kişi. kimse. öz. timsal.
soul music Amerikalı zencilerin yarattığı bir müzik türü.
soul-searching i. iç değerlendirme, kendini motive eden şeyleri gözden geçirme.
soul-searching i. kendi kendini inceleme, kendine eğilme.
transmigration of the soul ruh göçü, ölümden sonra ruhun bir bedenden başka bir bedene göç etmesi/geçmesi.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
soul müzik
  • [N] soul music
soul soul
soul müzik soul music n.