Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
small-sized {'smɔ:l,saızd}
  • [A] küçük boy

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
small beer
  • [ID] önemsiz kimse, değersiz şey, önemsiz şey, önemsiz sözler
  • [N] bira: hafif bira
think no small beer of oneself
  • [ID] kendini dev aynasında görmek, kendini bir şey sanmak
I want small bills, please.
  • [PHR] rica: Küçük para rica ediyorum lütfen.
small drum
  • [N] dümbelek
small forest
  • [N] koru
I'd like a game for a small child.
  • [PHR] oyun: Küçük çocuk için oyun arıyorum.
Could you include some small change too?
  • [PHR] bozuk: Biraz bozuk para da verebilir misiniz?
small intestine
  • [N] ince bağırsak
I'm looking for a small piece of jewelry.
  • [PHR] mücevher: Küçük mücevher bakıyorum.
jumbo-sized
  • [A] kocaman
small lake
  • [N] gölcük
life-sized Dinle! {'laıfsaızd}
  • [A] doğal boyutlarında
middle-sized {'mıdəl,saızd}
  • [A] orta boylu
pint-sized Dinle! {'paınt,saızd}
  • [A] ufak tefek, ufaklık, bacaksız
pocket-sized Dinle! {'pɒkıt,saızd}
  • [A] cep tipi, küçük boy
small potatoes
  • [N] ıvır zıvır, ufak tefek şey
think oneself no small potatoes
  • [ID] kendini beğenmek, kendini kafdağında görmek, küçük dağları ben yarattım demek
This room is too small.
  • [PHR] oda: Bu oda çok küçük.
small shot
  • [N] saçma, av kurşunu, saçma tanesi
-sized
  • [SUFF] ölçülü, ölçüsünde

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
bkz. Small Computer System Interface SCSI