İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
alligator skin |
|
|
in one's bare skin |
|
|
all skin and bone |
- [A] kemik: kemikleri sayılan
|
|
diver |
{'daıvər}
- [N] dalgıç, balık adam, dalış yapan kimse, dalgıçkuşu, penguen
|
|
goose-skin |
{'gu:s,skın}
- [N] tüyleri ürpermiş deri
|
|
pearl diver |
- [N] inci avcısı, bulaşıkçı
|
|
shed one's skin |
- [V] deri değiştirmek, derisi dökülmek
|
|
skin |
{skın}
- [N] deri, cilt, ten, post, kabuk, zar, tulum, kaplama, dazlak, cimri
- [V] derisini yüzmek, soymak, kabuğunu soymak, sıyırmak, kazıklamak, sıyırıp çıkarmak
|
|
drenched to the skin |
- [A] ilik: iliklerine kadar ıslanmış
|
|
nothing but skin and bones |
|
|
remove the skin |
|
|
soaked to the skin |
- [A] ilik: iliklerine kadar ıslanmış
|
|
wet to the skin |
- [A] ilik: iliklerine kadar ıslanmış
|
|
skin-deep |
{,skın'di:p}
- [ADV] yüzeysel, üstünkörü
- [A] yüzeysel, üstünkörü
|
|
skin diving |
{'skın,daıvıŋ}
- [N] aletsiz dalma, dalgıç giysisi olmadan dalma
|
|
skin eruption |
|
|
skin friction |
|
|
skin game |
{'skıngeım}
- [N] üçkâğıt, dolandırıcılık
|
|
skin graft |
{'skıngræft}
- [N] deri naklinde kullanılan deri parçası
|
|
skin-grafting |
{'skın,græftıŋ}
- [N] deri nakli, deri plantasyonu
|
|
|
|