Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
press-box {'presbɒks}
  • [N] basın tribünü

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
press button {'pres,bʌtən}
  • [N] düğme: elektrik düğmesi
press smb. close
  • [V] üstüne varmak, sıkıştırmak, baskı altında tutmak
corrector of the press
  • [N] düzeltici, düzeltmen
Will you clean and press this dress?
  • [PHR] elbise: Bu elbiseyi temizleyip ütüler misiniz?
press flesh
  • [V] el sıkmak, tokalaşmak
freedom of the press
  • [N] basın özgürlüğü
gutter press
  • [N] adi basın, düzeysiz gazeteler
Will you clean and press this jacket?
  • [PHR] ceket: Bu ceketi temizleyip ütüler misiniz?
note press
  • [N] para basımı, banknot basımı
press Dinle! {pres}
  • [N] basın, basın mensupları, baskı, sıkacak, pres, cendere, mengene, matbaa makinesi, pres ütü, sıkışıklık, acele, kalabalık, izdiham, zorla askere alma
  • [V] baskı yapmak, sıkıştırmak, sıkmak, basmak, sıkmak {limon vb.}, topluca ilerlemek, zorlamak, ütülemek, preslemek, acil olmak
Can you press these pants while I wait?
  • [PHR] ütü: Ben beklerken bu pantolonları ütüler misiniz?
go to press
  • [V] baskıya verilmek
have a good press
  • [V] gazetelerde iyi bahsedilmek, gazetelerde iyi yazılmak, basında iyi sözedilmek
Press Gallery {pres'gælərı}
  • [NPR] basın: avam kamarasında basın locası
press a charge
  • [V] dava açmak
press agency
  • [N] basın ajansı
press agent
  • [N] basın sözcüsü
press baron
  • [N] basın kralı, gazete patronu {büyük}
press campaign
  • [N] basın kampanyası
press clipping
  • [N] gazete kupürü