İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
narrow |
{'nærəʋ}
- [A] dar, kısıtlı, sınırlı
- [V] daraltmak, kısmak, daralmak
|
|
narrow |
s. 1. dar, ensiz. 2. sınırlı, kısıtlı. 3. dar görüşlü. 4. darlık içinde olan. 5. cüzi, az. 6. sıkı, dikkatli.
i. 1. dar geçit. 2. çoğ. dar boğaz.
f. 1. daraltmak; daralmak, çekmek, ensizleşmek. 2. sınırlamak. 3. kısmak. |
|
narrow |
s.
i.
f. dar, ensiz; sınırlı; dar düşünceli, dar fikirli; darlık içinde; cüzi, az; sıkı, dikkatli; İng., leh. hasis, tamahkar, cimri;
i. dar geçit, çoğ. dar boğaz;
f. daraltmak, eninden almak; sınırlamak; kısmak; daralmak, çekmek, ensizleşmek. narrow circumstances fakirlik, parasızlık, darlık. nar row escape darı darına kurtulma, ucuz kurtulma. narrow gage {gauge} ray aralığı 141 cm. olan demiryolu; dekovil. by a narrow majority az bir çoğunlukla. the Narrows Çanakkale boğazının en dar kısmı. narrowly
z. dar, güçbelâ, darı darına. |
|
narrow |
nar.row
ner'o
Sıfat
* dar, ensiz.
* sınırlı, kısıtlı.
* dar görüşlü.
* darlık içinde olan.
* cüzi, az.
* sıkı, dikkatli.
İsim
* dar geçit.
Çoğul
* dar boğaz.
Fiil
* daraltmak; daralmak, çekmek, ensizleşmek.
* sınırlamak.
* kısmak. |
|
narrow |
dar, ensiz; sınırlı; dar düşünceli, dar fikirli; d |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
have a narrow escape |
- [ID] zor kurtulmak, paçayı sıyırmak
|
|
become narrow |
|
|
These are too narrow. |
- [PHR] dar: Bunlar çok dar.
|
|
very narrow |
|
|
narrow escape |
|
|
narrow-minded |
{'nærəʋ,maındıd}
- [A] dar görüşlü, eski kafalı, geri kafalı, bağnaz
|
|
narrow mindedness |
{'nærəʋ,maındnıs}
- [N] dar fikirlilik (fig.)
|
|
narrow-gauge railroad |
|
|
have a narrow squeak |
- [ID] güçbela kurtulmak, kıl payı kurtulmak
|
|
be on the straight and narrow |
|
|
by a narrow majority |
az bir çoğunlukla. |
|
have a narrow escape |
ucuz kurtulmak. |
|
keep to the straight and narrow |
k. dili doğru yoldan ayrılmamak, ahlaklı bir şekilde yaşamak. |
|
narrow circumstances |
fakirlik, parasızlık, darlık. |
|
narrow down |
1. dar. kısıtlı. sınırlı. daraltmak. kısmak. daralmak. |
|
narrow escape |
darı darına kurtulma, ucuz kurtulma. |
|
narrow-minded |
s. dar görüşlü. |
|
narrow-minded |
s. dar fikirli, dar görüşlü, bağnaz. |
|
by a narrow majority |
* az bir çoğunlukla. |
|
have a narrow escape |
* ucuz kurtulmak. |
|
|
|