İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
lock-up |
{'lɒkʌp}
- [N] nezarethane, kilitli dükkân, bloke etme, kilitleme
|
|
lock-up |
karşılıklı ketlenme |
|
lock-up |
karşılıklı ketlenme |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
check lock |
|
|
combination lock |
|
|
hammer-lock |
- [N] kolun arkaya bükülmesi
|
|
lock |
{lɒk}
- [N] kilit, boyunduruk, kanal havuzu, bukle, lüle, kıvırcık sakal
- [V] kilitlemek, birbirine geçirmek, durdurmak, bloke etmek, kanal havuzuna sokmak, bağlamak {para}, birbirine geçmek, takılmak
|
|
The lock is broken. |
- [PHR] kilit: Kilit kırılmış.
|
|
under lock and key |
- [A] kilit altında, güvenli bir yerde, hapiste
|
|
lock away |
|
|
lock gate |
{'lɒkgeıt}
|
|
lock in |
- [V] üzerine kapıyı kilitlemek, içeri kilitlemek
|
|
lock of hair |
|
|
lock on |
- [V] hedefe kilitlenmek, takılmak, üstüne düşmek, radarla takip etmek
|
|
lock out |
- [V] içeri sokmamak, dışarıda bırakmak, lokavt yapmak, toplu olarak işten çıkarmak
|
|
lock stitch |
{'lɒk,stıtʃ}
|
|
lock up |
{'lɒk,ʌp}
- [V] kilitlemek, kilit altında saklamak, hapsetmek, bloke etmek, bağlamak {para}
|
|
permutation lock |
|
|
puzzle lock |
|
|
snap lock |
- [N] yaylı kilit, sustalı kilit
|
|
spring lock |
- [N] yaylı kilit, sustalı kilit
|
|
steering lock |
{'stırıŋ,lɒk}
|
|
access control lock |
erişim denetim kilidi |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|