Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
leg-pull Dinle! {'legpʋl}
  • [N] alay, kafa bulma, işletme, sazanlama

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
beer-pull
  • [N] bira musluğu, bira: fıçı bira aleti
bell pull {'belpʋl}
  • [N] çan ipi
pull oneself up by one's own bootstraps
  • [ID] kendi göbeğini kendi kesmek, kendi işini kendi görmek
demand pull
  • [N] talep enflasyonu
pull a fast one
  • [ID] oyun etmek {kötü}, oyuna getirmek
pull at smb.'s heartstrings
  • [ID] en hassas tarafına hitabetmek, suistimal etmek, iyi niyetini kötüye kullanmak
pull a job
  • [V] soygun yapmak
pull smb.'s leg
  • [ID] dalga geçmek, şaka yapmak, gırgıra almak, takılmak, işletmek, alay etmek
Is it necessary to pull it out?
  • [PHR] şart: Dişi çekmeniz şart mı?
pull oar
  • [V] kürek çekmek
pull to pieces
  • [ID] parçalamak, acımasızca eleştirmek, ağır eleştirmek
pull Dinle! {pʋl}
  • [N] çekim, çekme, çekiş, çekicilik, fırt, asılma, teşvik, kürek çekme, zahmetli iş, hareket: harekete geçirme, etki, nüfuz, nüfuzlu olma, torpil, kayırma, arka çıkma, iltimas
  • [V] çekmek, asılmak, yolmak, içmek, nefes çekmek, kürek çekmek, çevirmek {iş}, gelmek, girmek, kenara çekmek {araba}, kenara parketmek, kalkmak {araba}, hareket etmek
be unable to pull
  • [V] çekememek
Don't pull it out.
  • [PHR] çekmek: Çekmeyin.
Pull Dinle!
  • [PHR] çekmek: Çekiniz
pull a face
  • [ID] surat asmak, surat etmek
pull a tooth
  • [V] diş çekmek
pull away
  • [V] çekmek, çekip ayırmak, ayrılmak, kalkmak, sıyrılmak
pull away from the kerb
  • [V] kalkmak {otobüs vb.}, hareket etmek
pull date
  • [N] son kullanma tarihi, vade sonu, geçerlilik sonu