Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
knife Dinle! {naıf}
  • [N] bıçak
  • [V] kesmek, bıçaklamak, arkadan vurmak
knife {i.} {çoğ. knives} {f.} bıçak, çakı; makina bıçağı; {f.} bıçakla kesmek; bıçakla karıştırıp hazırlamak {boya}; bıçaklamak; ABD, argo, slang arkadan vurmak. knife grinder bıçak bileyici. knife rest sofrada üzerine et bıçağı konulan koyacak. knife sharpener bıçak bileyici alet. carving knife sofrada et kesmeye mahsus iri bıçak. pock et knife çakı.
knife i. {çoğ. knives} bıçak, çakı.

f.
1. bıçakla kesmek.
2. bıçaklamak.
3. argo arkadan vurmak.
knife knife nayf İsim C)knives * bıçak, çakı. Fiil * bıçakla kesmek. * bıçaklamak. slang * arkadan vurmak.
knife {çoğ.} knives} bıçak, çakı; makina bıçağı; bıçak

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bowie-knife
  • [N] eğri av bıçağı
carving knife {'kɑ:rvıŋ,naıf}
  • [N] et bıçağı
chopping knife
  • [N] satır, et bıçağı, kazıma bıçağı
clasp knife {'klæspnaıf}
  • [N] sustalı çakı
Could I have a clean knife?
  • [PHR] bıçak: Temiz bir bıçak alabilir miyim?
keen-edged knife
  • [N] bıçak: keskin bıçak
watch like a knife
  • [V] dikkatle izlemek
knife-edge Dinle! {'naıfedʒ}
  • [N] bıçak ağzı
on a knife-edge
  • [ADV] diken üstünde, gergin
knife-edged {'naıf,edʒd}
  • [A] bıçak ağzı gibi
knife grinder {'naıf,graındər}
  • [N] bileyici, bileği taşı
knife wound
  • [N] bıçak yarası
palette knife {'pælıt,naıf}
  • [N] palet spatulası
paper knife {'peıpərnaıf}
  • [N] mektup açacağı
paring knife
  • [N] meyve bıçağı, soyma bıçağı, budama bıçağı
pruning knife
  • [N] budama bıçağı
putty knife
  • [N] macun spatulası
switchblade knife
  • [N] sustalı bıçak
table knife {'teıbəl,naıf}
  • [N] servis bıçağı
beet knife pancar bıçağı