account oneself happy |
|
|
happy anniversary! |
- [INTRJ] yıl: mutlu yıllar!
|
|
happy dispatch |
|
|
happy Easter! |
- [INTRJ] Paskalya: iyi Paskalyalar!
|
|
happy ending |
|
|
the happy hunting grounds |
- [N] cennet, cennet: kızılderili cenneti
|
|
-happy |
- [SUFF] uyuşuk, sersem, delisi, şaşkın, heyecanlı
|
|
happy |
{'hæpı}
- [A] mutlu, mesut, sevinçli, kutlu, memnun, iyi, sevindirici, çakırkeyif
|
|
be happy |
|
|
be very happy |
- [V] sevinmek: çok sevinmek, ihya olmak
|
|
make happy |
- [V] memnun etmek, mutlu etmek, sevindirmek
|
|
not to be happy with |
|
|
happy-go-lucky |
{,hæpıgəʋ'lʌkı}
- [A] şansına güvenen, gamsız, tasasız, sevindirici, raslantısal
|
|
Happy to help. |
- [PHR] yardım: Memnuniyetle yardım ettim.
|
|
happy holidays! |
- [INTRJ] iyi bayramlar!, bayramınız kutlu olsun!
|
|
lead a happy life |
- [V] mutlu bir hayat sürmek
|
|
happy mean |
- [N] tam ortası, ideal ölçü
|
|
happy medium |
- [N] tam ortası, ideal ölçü
|
|
over-happy |
- [A] çok mutlu, çok memnun
|
|
as happy as a sandboy |
- [ID] çocuk gibi sevinçli, çocuklar gibi şen
|
|