| 
			
				|  İngilizce » Türkçe  | Yukarı  |  
				| 
							
								| cock-shy | {'kɒkʃaı} 
 [N] nişan tahtası, boy hedefi, hedef
 |  |  |  
 
				
					|  İngilizce » Türkçe  İlişkili Sonuçlar | Yukarı  |  
					| 
									
									| ball cock | {'bɔ:lkɒk} 
 [N] yüzen topla işleyen su valfı
 |  |  
									| cock |  {kɒk} 
 [N] horoz, erkek av kuşu, rüzgâr gülü, musluk, önder, lider, zırva, saçmalık, martaval, ot yığını, saman yığını[V] kurmak, hazır duruma getirmek, dikmek, tetiğe almak
 |  |  
									| cock |  {kɒk} 
 [N] penis, çük (arg.), kamış (arg.)
 | sl. |  
									| at full cock |  |  |  
									| at half cock | [A] yarı kurulu, hazırlıksız
 |  |  
									| moor cock | {'mʋrkɒk} 
 |  |  
									| old cock |  |  |  
									| old cock! |  |  |  
									| cock-a-hoop |  {,kɒkə'hu:p} 
 [A] coşkulu, neşeli, darmadağınık[ADV] coşkulu bir biçimde, neşeyle
 |  |  
									| cock-fight | {'kɒk,faıt} 
 |  |  
									| cock one's ears | [V] kulak kabartmak, kulak kesilmek
 |  |  
									| cock one's eye at | [V] gözetmek, kırpmak: göz kırpmak
 |  |  
									| cock one's hat | [V] şapkayı yan giymek, şapkayı yan yatırmak
 |  |  
									| cock-shaker | [N] şeykır, kokteyl çalkalama kabı
 |  |  
									| cock up | [V] arapsaçına çevirmek, karmakarışık etmek, içinden çıkılmaz hale getirmek
 |  |  
									| cock-up |   
 [N] karmakarışıklık, dağınıklık
 |  |  
									| make cock-up of smth. | [ID] yüzüne gözüne bulaştırmak, acemice yapmak
 |  |  
									| cock up the nose | [V] burnu havada olmak, havalarda olmak
 |  |  
									| drain cock |  |  |  
									| cock of the eye |  |  |  |  
 |