Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
coal Dinle! {kəʋl}
  • [N] kömür, maden kömürü, bir yakımlık kömür, kor
  • [V] kömür vermek, kömür almak
coal {.f} kömür haline gelinceye kadar yakmak; {den}. kömür vermek, kömür almak. coaling station kömür ikmal limanl veya iskelesi.
coal i. kömür, maden kömürü; {çog} kor coal basket {den}. kömür çavalyesi.coal bed jeol maden kömürü yatağı. coalbin

i. kömürlük coal black simsiyah, kuzguni siyah.coal breaker {mad}. kömür kırıcı. coal bunker gemi kömürlüğü. coal gas havagazı. Coal Measures {jeol}. içinde maden kömürü bulunan yerküre tabakası. coal oil gazyağı {bak.kerosene}.coalsack

i. {astr}.samanyolundaki karanlık yer.coal scuttle kömür kovası. coal tar kömür katranı. coalyard

i. kömür deposu. brown cokl linyit. hard coal antrasit. soft coal bitüm. carry coals to Newcastle tereciye tere satmak. haul over the coals azarlamak.
coal i.
1. kömür.
2. kor.
coal coal kol İsim * kömür.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
blind coal
  • [N] antrasit
brown coal {'braʋn,kəʋl}
  • [N] linyit, kahverengi maden kömürü
carry coal to Newcastle
  • [ID] tere: tereciye tere satmak
carry coal to newcastle
  • [ID] havanda su dövmek, denize su taşımak
lay in the coal
  • [N] kömür sağlamak
coal car
  • [N] kömür vagonu
coal-hole {'kəʋlhəʋl}
  • [N] kömürlük
coal mine {'kəʋlmaın}
  • [N] kömür ocağı, kömür madeni
coal miner {'kəʋl,maınər}
  • [N] madenci
coal mining {'kəʋl,maınıŋ}
  • [N] kömür madenciliği
coal oil
  • [N] gazyağı
coal seam {'kəʋl,si:m}
  • [N] kömür damarı
coal tar {'kəʋltɑ:r}
  • [N] kömür katranı
coal wharf
  • [N] kömür iskelesi
cob coal
  • [N] kömür topağı, iri kömür parçası
egg coal
  • [N] yumurta şeklinde kömür
coal gas {'kəʋlgæs}
  • [N] havagazı
gas coal {'gæskəʋl}
  • [N] havagazı kömürü
glance coal
  • [N] antrasit kömürü, parlak kömür
hard coal {,hɑ:rd'kəʋl}
  • [N] antrasit