İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
clear-sighted |
{,klıər'saıtıd}
- [A] keskin görüşlü, iyi görebilen, ileriyi gören, ileri görüşlü
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
all clear |
{,ɔ:l'klıər}
- [N] tehlike geçti, tehlike geçti işareti, alâşrm sonu
|
|
clear |
{klıər}
- [A] açık, belirli, berrak, şeffaf, saydam, bulutsuz, parlak, aydınlık, belirgin, temiz, belli, ortada, aşikâr, net, anlaşılır, zeki, kuşkusu olmayan, emin, saf, katışıksız, tiz, masum, tüm, tam, bütün, engelsiz, takıntısız
- [ADV] açıkça, uzağa, uzakta, tamamen, bütünüyle
- [N] boşluk, boş alan
- [V] açıklamak, aydınlatmak, bilgi vermek
|
|
a clear consience |
- [N] vicdan rahatlığı, gönül rahatlığı
|
|
as clear as day |
- [ID] gün gibi ortada, apaçık belli
|
|
as clear as daylight |
- [ID] gün gibi ortada, apaçık belli
|
|
as clear as mud |
- [ID] anlaşılmaz şey, açık değil
|
|
be clear |
|
|
be clear of |
- [ID] kurtulmuş olmak, yakayı kurtarmak
|
|
become clear |
- [V] belirmek, durulmak, aydınlanmak
|
|
get clear of |
- [ID] el çekmek, kurtulmak, ayrılmak
|
|
in the clear |
- [ID] temize çıkmış, aklanmış, serbest, açık olarak, borçsuz, borçlardan arınmış
|
|
keep clear of |
- [ID] çekinmek, sakınmak, kaçınmak
|
|
make clear |
- [V] adını koymak, belli etmek
|
|
make oneself clear |
- [V] amacını net olarak açıklamak
|
|
make smth. clear |
|
|
very clear |
|
|
clear (a forest) |
{klıər}
|
|
clear as day |
- [ID] gün gibi ortada, apaçık belli
|
|
clear as daylight |
- [ID] gün gibi ortada, apaçık belli
|
|
clear away |
- [V] açmak, dağılmak, kaybolmak, yok olmak, kaldırmak, toplamak, sofrayı kaldırmak, ortadan kaldırmak
|
|
|
|