İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
amount carried forward |
- [N] nakli yekun, toplam aktarım
|
|
balance brought forward |
|
|
carry the bat |
- [ID] oyun dışı kalmamak {kriket}
|
|
carry away the bell |
- [ID] yenmek, alt etmek, kazanmak
|
|
bring forward |
- [V] öne sürmek, nakletmek {hesap}
|
|
buy forward |
- [V] geleceğe yönelik alış yapmak, stok yapmak
|
|
carry the can |
- [ID] suçu üstlenmek, kabahati üzerine almak
|
|
carry |
{'kærı}
- [N] menzil, golfte topun vurulmadan önceki gidişi, karadan yapılan kayık taşımacılığı
- [V] çakmak, taşımak, nakletmek, götürmek, çekmek, bulundurmak, getirmek, sevketmek, sağlamak, kaldırmak, elde etmek, başarı kazanmak, satış: satışa sunmak, yayımlamak, geçirmek, taşıyıcılık yapmak, menzili olmak
|
|
carry away |
- [V] götürmek, taşımak, alıp götürmek, ayartmak, coşturmak, heyecanlandırmak
|
|
carry forward |
- [V] devam etmek, ilerletmek, nakletmek {hesap}
|
|
carry off |
- [V] öldürmek, ölümüne yol açmak, iletmek, kazanmak, hakkından gelmek, kapıp kaçırmak
|
|
carry on |
- [V] devam ettirmek, sürdürmek, peşini bırakmamak
|
|
carry-on |
{'kærı,ɒn}
|
|
Do you have any carry-on baggage? |
- [PHR] alacak: Yanınıza alacağınız bir şey var mı?
|
|
I have two carry-on pieces. |
- [PHR] taşımak: Yanımda iki parça eşya taşıyacağım.
|
|
You have too much carry-on baggage. |
- [PHR] taşımak: Yanınızda taşımak için çok fazla şey almışsınız.
|
|
carry-on pieces |
- [N] taşımak: parça eşya taşıyacağım, bagaj: el bagajı
|
|
carry out |
- [V] uygulamak, gerçekleştirmek, başarmak
|
|
carry over |
- [V] nakletmek {hesap}, gelmek, devam etmek, ertelemek
|
|
carry things too far |
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|