İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
blue-pencil |
{blu:'pensəl}
- [V] sansürlemek, kaldırmak
|
|
blue-pencil |
f. atmak, kaldırmak, hükümsüz bırakmak. |
|
blue-pencil |
atmak, kaldırmak, hükümsüz bırakmak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
azure blue |
|
|
baby blue |
|
|
black and blue |
- [A] mosmor, morarmış, çürümüş
|
|
blue |
{blu:}
- [A] mavi, çürümüş, morarmış, hüzünlü, keyifsiz, canı sıkkın, morali bozuk, açık saçık, müstehcen
- [N] mavi, muhafazakâr partili
- [V] mavi yapmak, maviye boyamak, çarçur etmek, har vurup harman savurmak
|
|
Blue Ribbon |
- [NPR] dizbağı: Dizbağı nişanı (ing.)
|
|
feel blue |
- [V] canı sıkılmak, keyifsiz olmak
|
|
I feel blue. |
- [PHR] üzgün: Üzgün hissediyorum.
|
|
I'm looking for something in blue. |
- [PHR] mavi: Mavi bir şey arıyorum.
|
|
out of the blue |
- [ADV] damdan düşer gibi, beklenmedik bir anda, pat diye
|
|
Prussian blue |
- [N] mavi: Prusya mavisi, lacivert
|
|
saxe blue |
- [N] mavi: gece mavisi, mavi: Saks mavisi
|
|
Saxon blue |
- [N] mavi: Saks mavisi, mavi: gece mavisi
|
|
the blue |
|
|
blue blood |
{,blu:'blʌd}
- [N] asil kan, asalet, soylu, asil
|
|
blue boy |
|
|
blue joke |
- [N] açık saçık fıkra, müstehcen fıkra
|
|
blue pencil |
|
|
blue print |
{'blu:,prınt}
|
|
blue-print |
{'blu:,prınt}
- [V] tasarlamak, planlamak
|
|
blue-print stage |
- [A] tasarı aşamasında, plânlama aşamasında
|
|
|
|