Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
absent Dinle! {'æbsənt}
  • [A] yok, devamsız, bulunmayan, dalgın
absent Dinle! {æb'sent}
  • [V] bulunmamak
absent s.
1. {bir yerde bulunması gerekirken orada} bulunmayan {kişi}; {orada artık} bulunmayan {kişi}: How many people are absent today? Bugün kaç kişi yok? Were you absent from work yesterday? Dün iş yerinde değil miydin? Do you ever think of your absent friends? Yanında bulunmayan arkadaşlarını hiç düşünür müsün?
2. bulunmayan, yok olan {şey}: The enthusiasm of his youth was now completely absent. Gençliğinde var olan o coşku şimdi tamamıyla yok oldu.
3. dalgın.
absent f.
absent s. nâmevcut, yok, gaip absent-minded

s. dalgın absent without leave {ask}. vaktinde dönmek üzere kaçan.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
absent-minded {,æbsənt'maındıd}
  • [A] dalgın
absent-mindedness {,æbsənt'maındıdnıs}
  • [N] dalgınlık
absent oneself
  • [V] bulunmamak, gelmemek
absent without leave
  • [N] asker kaçağı
absent o.s.
1. çıkmak, gitmek: I shall absent myself. Çıkacağım. He absented himself for a few days. Birkaç gün yoktu.
2. from -den uzak durmak, -e katılmamak, -e karışmamak: For years he has absented himself from all society. Yıllarca insanlardan uzak durdu.
absent without leave ask. {tekrar dönmek üzere görev yerinden} izinsiz olarak ayrılmış olan.
absent minded unutkan
Protocol absent İletişim kuralı yok
Source Absent Kaynak Yok
absent minded dalgın
absent mindedness dalgınlık
absent oneself bulunmamak, gelmemek f.
absent without leave asker kaçağı