Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
fail, to başarısız olmak, aksamak
fail, to başarısız olmak, aksamak
fail, to başarısız olmak, aksamak [elec.]

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
fail Dinle! {feıl}
  • [N] zayıf not
  • [V] başaramamak, başarısız olmak, fiyasko ile sonuçlanmak, becerememek, ihmal etmek, suya düşmek, yapamamak, yapmamak, kalmak, tükenmek, iflas etmek, batmak, açmamak, başarısızlığa uğramak, ateş almamak, bozulmak, boşa çıkmak, boşa çıkarmak, ümidini kırmak, yüzüstü bırakmak, bırakmak
without fail
  • [ADV] elbette, pek tabi, şüphesiz, mutlâka
words fail me
  • [PHR] ne derler
fail-proof
  • [A] hazırlıklı, tedbirli, güvenceli
fail-safe Dinle! {'feıl,seıf}
  • [A] hazırlıklı, tedbirli, güvenceli
fail f. başaramamak, becerememek, muvaffak olamamak, çıkmamak, bitmek, kifayet etmemek; kuvveti kesilmek, zayıflamak; iflâs etmek; kalmak {sınavda}, geçememek; boşa çıkarmak, bırakmak, ümidini kırmak; ihmal etmek, yapmamak; sınıfta bırakmak, geçirmemek. failsafe

s. arızalara karşı otomatik tertibatı olan {mekanizma}. Dont fail toact Mutlaka yap Yapmamazlık etme. He failed to come. Gelmedi. Words fail me Söyleyecek söz bulamıyorum. Ne desem bilmem ki ! without fail elbette, mutlaka.
fail f.
1. başaramamak; becerememek. He failed to come. Gelmedi.
2. iflas etmek.
3. kuvveti kesilmek, güçten düşmek.
4. sınıfta kalmak; sınıfta bırakmak.
5. sınavda kalmak; sınavda bırakmak.
6. boşa çıkarmak, bırakmak, ümidini kırmak.
7. ihmal etmek, yapmamak.
8. {ekinler} ürün vermemek.
fail başarısız olma
fail aksamak
Fail on INT 24 INT 24 için hata
Fail on INT 24 INT 24 başarısızlığı
Fail on Interrupt 24 INT 24de başarısızlık
fail safe kusurönler
fail safe bozulmaya dayanıklı
fail safe aksamadan bağışık
fail safe bozulmaya dayanıklı
fail safe interrupt korumalı işkesme
fail soft kısmi bozulma
fail soft kısmi aksamalı
fail soft kademeli aksama

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
fail
  • [N] doer, maker, subject, perpetrator, principal
fail
1. doer, maker, author.
2. law perpetrator.
3. biol. effective.
4. gram. subject.
fail * doer, maker, author. hukuk * perpetrator.
karışık ismi fail konuşma dili * complicated matter.