blow |
{bləʋ}
- [N] esinti, rüzgâr, üfleme, çalma, övünme, yüksekten atma, yumruk, darbe, hamle, şanssızlık, felâket, şok
- [V] esmek, körüklemek, üflemek, çalmak, soluk soluğa kalmak, solumak, su fışkırtmak {balina}, fışkırmak, patlamak, atmak {sigorta}, uçurmak, yelpazelemek, çarçur etmek, kaçırmak {fırsat}, kaçmak, çiçek açmak, çiçeklenmek, küfretmek, kahretmek
|
|