İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| dissolve into thin air |
- [ID] kayıplara karışmak, yer yarılıp içine girmek, ortadan kaybolmak
|
|
| thin crust |
|
|
| grow thin |
|
|
| thin plate |
|
|
| skate on thin ice |
- [ID] nazik konuya dokunmak
|
|
| tall and thin |
- [A] sırık gibi, leylek gibi
|
|
| through thick and thin |
|
|
| thin |
{ɵın}
- [A] ince, zayıf, seyrek, verimsiz, sudan, boş
- [V] incelmek, inceltmek, zayıflamak, seyrekleşmek, seyrelmek
|
|
| very thin |
|
|
| thin down |
- [V] inceltmek, zayıflatmak, seyreltmek, incelmek, zayıflamak, seyrelmek
|
|
| thin excuse |
|
|
| thin of |
- [V] inceltmek, zayıflatmak, seyreltmek, incelmek, zayıflamak, seyrelmek
|
|
| thin out |
- [V] inceltmek, zayıflatmak, seyreltmek, incelmek, zayıflamak, seyrelmek
|
|
| thin rain |
|
|
| thin skin |
|
|
| thin-skinned |
{'ɵın,skınd}
- [A] ince derili, duyarlı, duygulu, hassas
|
|
| thin soup |
|
|
| as thin as a wafer |
|
|
| wafer-thin |
{'weıfər,ɵın}
|
|
| wear thin |
- [V] gitgide zayıflamak, giderek azalmak
|
|
|
|