Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
önünde
  • [PREP] front: in front of, before, sub
önünde
1. in front of. before. sub.
2. before. a} in front of b} before. in sb`s presence. in the presence of sb.
önünde * in front of; before, in the presence of.
önünde before

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
adalet önünde
  • [ADV] justice: in justice
askeri bando önünde giden kız
  • [N] drum majorette
bando önünde yürüyen kız
  • [N] majorette
çok göz önünde olmak
  • [V] evidence: be much in evidence
göz önünde bulundurmak
  • [V] consider, account: take into account, consideration: take into consideration, allowance: make allowances for
göz önünde olmak
  • [ID] limelight: be in the limelight
göz önünde tutma
  • [N] consideration, account, allowance
göz önünde tutmak
  • [V] consider, consideration: take into consideration, allowance: make allowances for, view: keep in view, reckon among, figure on, reckon with
göz önünde tutulursa
  • [PREP] considering
gözünün önünde olmak
  • [V] stare smb. in the face
herkesin önünde
  • [ADV] public: in public, world: for all the world to see
önünde diz çökmek
  • [V] genuflect before
önünde eğilme
  • [N] obeisance
önünde gitmek
  • [V] precede
önünde olmak
  • [V] keep ahead of, advance: be in advance of
önünde saygı ile eğilmek
  • [V] revere
önünde söylemek
  • [V] call upon, call on
pencere önünde çiçek yetiştirme
  • [N] window gardening
rüzgârın önünde
  • [ADV] wind: before the wind
şartlar göz önünde tutulursa
  • [ADV] considering