Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
weather Dinle! {'weðər}
  • [N] hava, hava durumu
  • [V] havalandırmak, kurutmak, rengi solmak
weather i. hava, hava durumu.

f.
1. {güçlük, tehlike v.b.´ni} atlatmak/savuşturmak.
2. {güneş, yağmur v.b.} soldurmak/aşındırmak.
3. {güneş, yağmur v.b. nedenlerle} solmak/aşınmak.
weather i.

s. hava, hava durumu; kötü hava, fırtına; ortam, şart, durum;

s. den. rüzgâr üstü tarafındaki. weather bureau meteoroloji bürosu. weather eye hava değişikliğini çabuk sezme kabiliyeti. keep ones weather eye open k.dili. göz kulak olmak. weather map hava haritası, meteoroloji haritası. weather ship okyanus meteoroloji istasyonu. weather signal hava durumunu bildiren işaret. weather station meteoroloji istasyonu. weather vane fırıldak, rüzgârgülü. make heavy weather yalpa vurmak, yalpalamak; zorluk çıkarmak. under the weather k.dili. keyifsiz, hasta, rahatsız; kafası dumanlı.
weather f. havaya göstermek; hava tesiriyle değişmek; atlatmak, savuşturmak, geçiştirmek; {çatıya} meyil vermek; den. rüzgar istikametinden geçmek; hava tesirlerine karşı dayanmak. weathering

i. hava etkisiyle meydana gelen değişiklik.
weather weath.er wedh'ır İsim * hava, hava durumu. Fiil * {güneş, yağmur v.b.} soldurmak veya aşındırmak. * {güneş, yağmur v.b. nedenlerle} solmak veya aşınmak. * {güçlük, tehlike v.b.'ni} atlatmak, savuşturmak.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
aeronautical weather service
  • [N] meteoroloji servisi, hava gözlem servisi
all-weather {,ɔ:l'weðər}
  • [A] her havaya elverişli
change in the weather
  • [N] hava değişimi
fair-weather {feər'weðər}
  • [A] açık havaya uygun, açık hava
What is the weather forecast?
  • [PHR] tahmin: Hava durumu tahmini ne?
the weather promises fine
  • [PHR] hava düzeleceğe benziyor
fair weather
  • [N] hava: iyi hava
fine weather
  • [N] hava: iyi hava, hava: güzel hava
How is the weather today?
  • [PHR] hava: Bugün hava nasıl?
rigors of the weather
  • [N] hava: kötü hava koşulları
severe weather
  • [N] hava: şiddetli hava koşulları
The weather today is bad.
  • [PHR] hava: Bugün hava kötü.
The weather today is good.
  • [PHR] hava: Bugün hava iyi.
under the weather
  • [A] keyifsiz, hasta, sarhoş, kafası dumanlı
weather a storm
  • [V] fırtınaya karşı koymak
weather-beaten Dinle! {'weðər,bi:tən}
  • [A] fırtına yemiş, kötü havadan etkilenmiş, yanık {cilt}, sertleşmiş
weather-bound Dinle! {'weðərbaʋnd}
  • [A] limanda mahsur kalmış, denize açılamamış
weather bureau
  • [N] metoroloji dairesi
weather chart {'weðərtʃɑ:rt}
  • [N] hava durumu haritası
weather condition
  • [N] hava durumu