tinker |
{'tıŋkər}
- [N] tenekeci, tamirci {kötü}, tamircilik
- [V] üstünkörü tamir etmek
|
|
tinker |
i.
f. seyyar tenekeci veya lehimci; tamirci; tamircilik; bir seşit uskumru;
f. teneke kapları tamir etmek; kabaca tamir etmek; tamircilik yapmak. He doesnt give a tinkers dam veya damn Aldırış etmez. Its not worth a tinkers damn. Beş para etmez . |
|
tinker |
i. {gezici} tenekeci.
f. 1. {tamirci olmayan biri} bir şeyi tamir etmeye çalışmak; bir şeyi düzeltmeye çalışmak. 2. denemeler yaparak bir sonuca varmaya çalışmak. 3. with {bir şeyi} tamir etmeye çalışmak; {bir şeyi} düzeltmeye çalışmak. 4. with {tamir/düzeltme amacıyla} -i kurcalamak, -i ellemek: Don´t go tinkering with my car! Arabamı kurcalamasana! |
|
tinker |
tink.er
tîngk'ır
İsim
* {gezici} tenekeci.
Fiil
* {tamirci olmayan biri} bir şeyi tamir etmeye çalışmak; bir şeyi düzeltmeye çalışmak.
* denemeler yaparak bir sonuca varmaya çalışmak.
* [with] {bir şeyi} tamir etmeye çalışmak; {bir şeyi} düzeltmeye çalışmak.
* [with] {tamir veya düzeltme amacıyla} -i kurcalamak, -i ellemek. |
|
tinker |
seyyar tenekeci veya lehimci; tamirci; tamircilik; |
|