tilt |
{tılt}
- [N] eğilme, eğim, eğilim, meyil, at üzerinde mızrak oyunu, kavga, dövüş, hız, tente, güneşlik
- [V] eğmek, devirmek, yana yatırmak, yana yatmak, eğilmek, mızrakla saldırmak, mızrağı doğrultmak, boca etmek
|
|
tilt |
i. araba veya kayık tentesi. |
|
tilt |
f.
i. eğilmek, bir yana yatmak; eğmek; at üzerinde mızrakla hamle etmek; arkaya yatırmak veya eğmek; saldırmak için mızrağı doğrultmak; fabrika çekici ile dövmek;
i. meyil, eğiklik; tilt oyununda hile; hile ikazı; atta mızraklı hamle oyunu; atışma; tahterevalli; fabrika çekici tilt at saldırmak, kavga etmek; itiraz etmek. tilt at wind mills hayali düşmanlara saldırmak. tilt hammer şahmerdan. tilt over devirmek. tilt up kalkmak, kaldırmak. full tilt son süratle, bütün hızı ile run full tilt into someone son hızla çarpmak. |
|
tilt |
f. 1. {bir şeyi} {bir yöne} yatırmak/eğmek: He tilted his chair back. Sandalyesini arkaya doğru yatırdı. She tilted her head to one side. Başını bir yana eğdi. 2. yan yatmak, bir yöne doğru eğilmek: The rowboat tilted to one side as soon as he got in it. O biner binmez sandal bir yana doğru eğildi.
i. meyil, eğim: I don´t like the tilt of your hat. Şapkanın meyli bence güzel değil. |
|
tilt |
{arkaya} eğim |
|
|