İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| style |
{staıl}
- [N] şıklık, stil, tarz, teknik, biçim, moda, çeşit, tip, ünvan, kalem, kalem ucu, pikap iğnesi, sonda (tıp.), mil, çıkıntı, takvim biçimi, boyuncuk {çiçek}
- [V] ad takmak, demek, model yaratmak, şekil vermek, şekillendirmek, stilize etmek, dizayn etmek
|
|
| style |
i.
f. tarz, üslup, usul; tip, stil; moda; tavır; mil, kalem, güneş saatinin mili; matb. tertip usulü; unvan; takvim usulü; bot. çiçeğin dişilik uzvunun sapı, boyuncuk, stil;
f. demek, isimlendirmek, lakap takmak; matb. tutarlı kılmak; model çizmek, yaratmak. style book imlâ ve tertip usullerini gösteren kitap. in style moda olan, modaya uygun. old style {Julian calendar}, new style {Gregorian calendar} bak. calendar out of style modası geçmiş, demode olmuş. |
|
| style |
i. 1. üslup, biçem; stil; tarz, biçim: style of writing yazı üslubu. the Empire style ampir stili. his style of acting onun oyunculuk tarzı. 2. zarif ve özgün bir tarz; lüks bir tarz: She dresses with style. Zarif ve özgün bir tarzda giyiniyor. They always travel in style. Hep lüks içinde seyahat ediyorlar. 3. moda: Styles come and go. Modalar gelip geçer. 4. model, tip; çeşit: We carry ladies´ shoes in three styles. Bizde üç model kadın ayakkabısı var.
f. 1. {bir şeye} {belirli bir} stil vermek. 2. {birine} {belirli bir ad} takmak/vermek: They styled him the Bear. Ona Ayı ismini taktılar. |
|
| Style |
Biçem |
|
| style |
biçemlendirme |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
|
|