| stray |
{streı}
- [A] başıboş, yolunu kaybetmiş, serseri, tek tük, rasgele, parazitli, cızırtılı
- [N] başıboş hayvan, sürü: sürüden ayrılan hayvan, kaybolmuş kimse, başıboş kimse
- [V] dolaşmak, gezinmek, başıboş dolaşmak, yolunu kaybetmek, sapmak, yoldan sapmak, ayrılmak, parazit yapmak, cızırtı yapmak
|
|
| stray |
f.
i.
s. sürüden ayrılıp yoldan çıkmak; doğru yoldan ayrılmak; yanlış yola sapmak, dalalete düşmek;
i. sürüden ayrımış hayvan; başıboş ve aylak kimse; evden kaçmış çocuk; çoğ., {radyo} yıldırımdan meydana gelen parazitler;
s. başıboş; doğru yoldan sapmış; tesadüfe bağlı. stray bullet serseri kurşun. |
|
| stray |
f. from 1. dolaşarak {bulunması gereken yerden} ayrılmak. 2. {konuşurken} {asıl konudan} ayrılmak.
i. yolunu şaşırmış hayvan/çocuk. |
|
| stray |
stray
strey
Fiil
* [from] dolaşarak {bulunması gereken yerden} ayrılmak.
* [from] {konuşurken} {asıl konudan} ayrılmak.
İsim
* yolunu şaşırmış hayvan veya çocuk. |
|
| stray |
sürüden ayrılıp yoldan çıkmak; doğru yoldan ayrılm |
|
|