İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| soldier |
{'səʋldʒər}
- [N] asker, er, nefer, işçi, beyaz karınca
- [V] askerlik yapmak
|
|
| soldier |
i. asker; er.
f. 1. askerlik yapmak. 2. on metanetle devam etmek. |
|
| soldier |
i.
f. asker, nefer, er; karınca yuvasının bekçiliğini yapan iri karınca;
f. askerlik yapmak; k.dili. işten kaçınmak, çalışır görünmek, kaytarmak. soldier of fortune bir çıkar veya macera için askerlik yapan kimse. an old soldier eski asker; tecrübeli ve bilgili adam. every inch a soldier sapına kadar asker. tin soldier oyuncak asker. soldierlike
s. askere yakışır, askerce. soldierly
s. asker gibi, askercesine. |
|
| soldier |
sol.dier
sol'cır
İsim
* asker; er.
Fiil
* askerlik yapmak.
* [on] metanetle devam etmek. |
|
| soldier |
asker, nefer, er; karınca yuvasının bekçiliğini ya |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| |