Is there a bowling club in the town? |
- [PHR] bowling: Şehirde bowling salonu var mı?
|
|
bowling club |
- [N] bovling salonu, bowling salonu
|
|
club |
{klʌb}
- [N] sopa, çomak, lobut, kulüp, dernek, sinek {iskambil}
- [V] sopalamak, dövmek, dipçiklemek, toplamak, ortak olmak, ortakça yatırmak, katılmak, toplanmak
|
|
Indian club |
|
|
Where is the nearest yacht club? |
- [PHR] kulüp: En yakın yat klubü nerede?
|
|
club car |
|
|
club foot |
{,klʌb'fʋt}
|
|
club-footed |
{,klʌb'fʋtıd}
|
|
club together |
- [V] ortak olmak, katılmak, toplanmak
|
|
Darby and Joan club |
|
|
fan club |
- [V] fan klüp, hayran mektupları
|
|
golf club |
{'gɒlfklʌb}
|
|
iron club |
|
|
rotary club |
|
|
club sandwich |
- [N] sandviç: klüp sandviç, sandviç: kulüp sandviç, sandviç: karışık ve işletmeye özel sandviç
|
|
slate |
{sleıt}
- [A] kayağantaşından yapılmış, barut rengi
- [N] barut rengi, kayağantaş, arduvaz, yazı taşı, yazı tahtası, film çekim tahtası, aday listesi
- [V] arduvaz kaplamak, belirlemek, kararlaştırmak, önermek {aday}, kınamak, azarlamak, cezalandırmak, eleştirmek: şiddetle eleştirmek
|
|
clean the slate |
- [ID] maziyi unutmak, geçmişe sünger çekmek
|
|
have a clean slate |
|
|
slate-blue |
- [A] kurşun mavisi, barut mavisi
|
|
slate-gray |
- [A] barut rengi, kurşun mavisi
|
|
|