| 
							
								| setting | {'setıŋ} 
 [N] düzenleme, dizme, bileme, çerçeve, olay yeri, hikâyenin geçtiği yer, set, sahne, dekor, beste, batış, sertleşme {çimento vb.}, bir kişilik yemek takımı, testere diş çaprazını ayarlama
 |  |  
								| setting | {i.} kakılmış şey, mücevher yuvası; bir defada kuluçkaya konulan yumurtalar; tiyatro dekor; konunun geçtiği yer ve  zaman, ortam; batma, gurup; bir kişilik yemek takımı; beste. |  |  
								| setting | i. 1. ortam.
 2. edeb. zaman ve mekân.
 3. tiy. {oyunun bir sahnesine ait} dekor.
 4. {mücevher için} yuva ve tırnakları.
 5. beste.
 6. {bir kişilik} yemek takımı veya çatal bıçak takımı; {bir yemek masasına ait} tabak çanak ve çatal bıçak.
 7. ayar.
 8. gökb. gurup, batma.
 |  |  
								| setting | ayar |  |  
								| setting | set.ting
set'îng
İsim
   * ortam.
literature
   * zaman ve mekân.
theater
   * {oyunun bir sahnesine ait} dekor.
   * {mücevher için} yuva ve tırnakları.
   * beste.
   * {bir kişilik} yemek takımı veya çatal bıçak takımı; {bir yemek masasına ait} tabak çanak ve çatal bıçak.
   * ayar.
astronomy
   * gurup, batma. |  |  |