serious |
{'sırıəs}
- [A] ciddi, önemli, ağır, ağırbaşlı, şakaya gelmeyen
|
|
serious |
{s.} ağır, temkinli, aklı başında, vakarlı, ciddi, ağırbaşlı; gerçek, hakiki; önemli; tehlikeli, vahim. seriously {z.} cidden, ciddi olarak. seriousness {i.} ciddiyet. |
|
serious |
s. 1. ciddi, ağırbaşlı: serious person ağırbaşlı kimse. 2. önemli, ciddi: a serious problem önemli bir sorun. 3. tehlikeli, ağır, ciddi: a serious disease tehlikeli bir hastalık. |
|
serious |
{s.} ağır, temkinli, aklı başında, vakarlı, ciddi, ağırbaşlı; gerçek, hakiki; önemli; tehlikeli, vahim. seriously {z.} cidden, ciddi olarak. seriousness {i.} ciddiyet. |
|
serious |
s. 1. ciddi, ağırbaşlı: serious person ağırbaşlı kimse. 2. önemli, ciddi: a serious problem önemli bir sorun. 3. tehlikeli, ağır, ciddi: a serious disease tehlikeli bir hastalık. |
|
|