Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
self-conscious Dinle! {,self'kɒnʃəs}
  • [A] kendini bilen, ne yaptığını bilen, içine kapanık, sıkılgan
self-conscious s.
1. utangaç, sıkılgan, mahcup.
2. kendi halini çok düşünen.
self-conscious s.
1. utangaç, sıkılgan, mahcup.
2. kendi halini çok düşünen.
self-conscious self-con.scious self'kan'şıs Sıfat * utangaç, sıkılgan. * kendi halini çok düşünen.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
class-conscious {klæs'kɒnʃəs}
  • [A] sınıf farkı gözeten, seviyesini bilen
conscious Dinle! {'kɒnʃəs}
  • [A] bilinçli, farkında, kasti, inançlı, uyanık, bilinciyle, kastiyle
be conscious of -in farkında olmak, -i bilmek.
conscious s. bilinçli, şuurlu, vukuflu, müdrik, farkında olan; uyanık. self-conscious

s. mahcup, sıkılgan. consciously

z. bile bile, bilinçle, şuurla.
conscious s.
1. bilinci yerinde, şuuru yerinde.
2. farkında olan.
3. bilinçli.
conscious bilinçli
conscious con.scious kan'şıs Sıfat * bilinçli. * farkında olan. * bilinci yerinde.
conscious bilinçli, şuurlu, vukuflu, müdrik, farkında olan;
conscious bilinçli
self conscious kendi halini çok düşünen
conscious bilinçli
conscious bilinçli
conscious bilinçli
conscious kendinde
conscious farkında
conscious bilincinde
conscious kasıtlı
conscious kasti
class conscious sınıf farkı gözeten, seviyesini bilen
self conscious kendini bilen, ne yaptığını bilen, içine kapanık, sıkılgan s.