Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
sap Dinle! {sæp}
  • [N] özsu, usare, bitki özü, hayat kaynağı, ahmak, avanak, cop, duvar yıkma çukuru, lâğım kanalı
  • [V] altını kazarak yıkmak, temelini bozmak, baltalamak, cop ile yere sermek, ağaçtan yalancı odun çıkarmak
sap i. bitki özü; hayat verici öz; ağacın özlü veya canlı kısmı; {argo} aptal kimse, avanak kimse. cellulary sap hücre özsuyu. crude sap ham besisuyu. raw sap ham usare . sap green yeşil zeytin renginde boya.
sap f. {-ped, -ping}

i. takatini kesmek, tüketmek, bitirmek, mahrum etmek; ask. temelini kazıp yıkmak altına sıçanyolu kazarak yıkmak, sıçanyolu ile ilerlemek;

i. istihkam hendeği.
sap i.
1. özsu, usare.
2. canlılık, enerji, dirilik.
3. argo aptal, avanak.

f. {

__ped,

__ping} azaltmak: sap one´s strength takatını kesmek, kuvvetini azaltmak.
sap f. {

__ped,

__ping} ask. temelini kazıp yıkmak; altına sıçanyolu kazarak ilerlemek.

Türkçe » İngilizce Yukarı
sap
  • [A] cauline
  • [N] stem, handhold, stalk, peduncle, handle, hilt, handgrip, grip, butt, haft, halm, haulm, helve, lug, scape, shaft, shank, stag, stick, stipe, stock
şap
  • [N] alum, smack
sap ,-pı
1. handle.
2. stem; stalk.
3. pedicel; peduncle; petiole.
4. enough {thread} to thread a needle {approximately fifty centimeters}.
5. slang penis, *dick, *cock.

__ çekmek to take newly cut sheaves of grain from the field to the threshing floor.

__ gibi kalmak
1. to be left standing forlornly by oneself.
2. to be left sitting high and dry; to be left holding the bag.

__ gitmek to go stag, stag, go {somewhere} without a female companion.

__ına kadar wholly, completely, to the nth degree: sapına kadar dürüst completely honest.

__ kalmak slang to be womanless and horny.

__ı silik colloq. good-for-nothing, no-count.

__ yiyip saman sıçmak/çıkarmak vulg. to get very angry, be breathing fire.
şap smack, smacking sound {made when kissing}.
şap ,-pı chem. alum. Ş

__ Denizi the Red Sea.

__ gibi very salty.

__ gibi kalmak/donmak to be dumbfounded.

__ hastalığı foot-and-mouth disease, hoof-and-mouth disease.

__ kayışı very tough leather strap.

__ kesilmek
1. to become as bitter as gall {in taste}.
2. to be dumbfounded.

__a oturmak to get in a quandary, get in a pickle.

__a sokmak /ı/ to put {someone} in a very difficult position, make things difficult for {someone}.