bell-bottomed |
{'bel,bɒtəmd}
|
|
bell-bottomed trousers |
- [N] pantolon: İspanyol paça pantolon
|
|
bottomed |
{'bɒtəmd}
|
|
bottomed on |
|
|
copper-bottomed |
{,kɒpər'bɒtəmd}
- [A] sapasağlam, taş gibi, risksiz, karinası bakır kaplı
|
|
false-bottomed |
{,fɔ:ls'bɒtəmd}
|
|
rush |
{rʌʃ}
- [N] acele, telaş, kızarıklık, kızartı, koşma, koşuşturma, sıçrama, atılma, saldırma, hücum, akın, üşüşme, toplanma, rağbet, kur, saz, hasırotu, önemsiz şey, fasa fiso
- [V] acele etmek, koşmak, şiddetli esmek, hızlı akmak, atılmak, düşünmeden girişmek, aceleye getirmek, acele ettirmek, sıkboğaz etmek, sıkıştırmak, koşturmak, acele ile göndermek, yetiştirmek, çabucak halletmek, hücum etmek
|
|
gold rush |
{'gəʋldrʌʃ}
|
|
not worth a rush |
|
|
with a rush |
- [ADV] çabucak, alelacele, acele ile, paldır küldür
|
|
rush about |
|
|
rush bed |
|
|
rush forward |
|
|
rush hour |
- [N] iş çıkış saati, yoğun saat, kalabalık zamanı
|
|
rush-hour |
|
|
rush in |
- [V] acele ile girmek, dalmak, aceleye getirmek, paldır küldür karar vermek, aniden gelmek
|
|
rush into |
- [V] aceleye getirmek, düşünmeden girişmek, paldır küldür karar vermek, acele ile girişmek, dalmak, birden girmek
|
|
rush into extremes |
|
|
rush into one's mind |
- [V] birden aklına gelmek, aklına gelivermek
|
|
rush job |
- [N] acele iş, aceleye getirilmiş iş
|
|
|