Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
rush-bottomed
  • [A] hasır oturaklı {sandalye}

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bell-bottomed {'bel,bɒtəmd}
  • [A] paça: İspanyol paça
bell-bottomed trousers
  • [N] pantolon: İspanyol paça pantolon
bottomed Dinle! {'bɒtəmd}
  • [A] dipli
bottomed on
  • [A] dayalı
copper-bottomed {,kɒpər'bɒtəmd}
  • [A] sapasağlam, taş gibi, risksiz, karinası bakır kaplı
false-bottomed {,fɔ:ls'bɒtəmd}
  • [A] gizli bölmeli
rush Dinle! {rʌʃ}
  • [N] acele, telaş, kızarıklık, kızartı, koşma, koşuşturma, sıçrama, atılma, saldırma, hücum, akın, üşüşme, toplanma, rağbet, kur, saz, hasırotu, önemsiz şey, fasa fiso
  • [V] acele etmek, koşmak, şiddetli esmek, hızlı akmak, atılmak, düşünmeden girişmek, aceleye getirmek, acele ettirmek, sıkboğaz etmek, sıkıştırmak, koşturmak, acele ile göndermek, yetiştirmek, çabucak halletmek, hücum etmek
gold rush {'gəʋldrʌʃ}
  • [N] altına hücum
not worth a rush
  • [A] beş para etmez
with a rush
  • [ADV] çabucak, alelacele, acele ile, paldır küldür
rush about
  • [V] koşuşturmak
rush bed
  • [N] sazlık
rush forward
  • [N] atılma
rush hour
  • [N] iş çıkış saati, yoğun saat, kalabalık zamanı
rush-hour
  • [A] kalabalık, yoğun
rush in
  • [V] acele ile girmek, dalmak, aceleye getirmek, paldır küldür karar vermek, aniden gelmek
rush into
  • [V] aceleye getirmek, düşünmeden girişmek, paldır küldür karar vermek, acele ile girişmek, dalmak, birden girmek
rush into extremes
  • [V] aşırıya kaçmak
rush into one's mind
  • [V] birden aklına gelmek, aklına gelivermek
rush job
  • [N] acele iş, aceleye getirilmiş iş