İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
rough-and-ready |
{,rʌfən'redı}
- [A] pratik, kaba ama iş görür, yasak savar, kaba saba ama içten, kayıtsız
|
|
rough-and-ready |
s. kaba fakat gayretli ve elinden iş gelir. |
|
rough-and-ready |
s. kaba fakat gayretli ve elinden iş gelir. |
|
rough-and-ready |
kaba fakat gayretli ve elinden iş gelir. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
Will you call me when the car is ready? |
- [PHR] aramak: Arabam hazır olunca beni arar mısınız?
|
|
cut up rough |
- [V] kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek, sinirlenmek, kavgaya girişmek, yaygara koparmak
|
|
rough diamond |
- [N] işlenmemiş elmas, iyi kâlpli ama kaba insan
|
|
ready to drop |
- [ID] ayakta duracak hali kalmamış, yorgunluktan bayılacak halde
|
|
rough estimate |
- [N] kabaca tahmin, kabaca hesap
|
|
get ready |
|
|
hold oneself ready |
|
|
hold ready |
|
|
ready money |
- [N] hazır para, peşin para, nakit
|
|
Are you ready to order? |
- [PHR] sipariş: Sipariş vermek için hazır mısınız?
|
|
I'm not ready to order yet. |
- [PHR] sipariş: Henüz sipariş vermek için hazır değilim.
|
|
I'm ready to order now. |
- [PHR] sipariş: Sipariş vermek için hazırım.
|
|
ready |
{'redı}
- [A] hazır, amade, hazırlıklı, istekli, gönüllü, razı, çabuk, hızlı, becerikli, eldeki, kolay, el altındaki
- [ADV] hazır, kullanıma hazır, klişeleşmiş, her günkü, gündelik
- [N] hazır para, peşin para, nakit
|
|
at the ready |
- [A] hazır durumda, atışa hazır
|
|
be ready |
|
|
make ready |
- [V] hazır etmek, hazırlamak
|
|
making ready |
|
|
the ready |
- [N] hazır para, peşin para, nakit
|
|
When will my clothes be ready? |
- [PHR] hazır: Kıyafetlerim ne zaman hazır olur?
|
|
When will the photos be ready? |
- [PHR] hazır: Fotoğraflar ne zaman hazır olur?
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
rough in |
1. prepare in preliminary or sketchy form. 2. prepare in preliminary or sketchy form. |
|
|
|