| 
			
				|  İngilizce » Türkçe  | Yukarı  |  
				| 
							
								| rattle |  {'rætəl} 
 [N] takırtı, tıngırtı, hırıltı, dırdır, vırvır, çançan, gevezelik, çıngırak, çıngırdak, çıngıraklı bir bitki[V] takırdamak, tıngırdamak, hırıldamak, tıkırdatmak, dırdır etmek, hırıltı yapmak, vırvır etmek, konuşmak: çok konuşmak, bozmak {birini}, sinir etmek, şaşırtmak
 |  |  
								| rattle | f. takırdamak, tıkırdamak; takırdatmak, tıkırdatmak. 
 i.
 1. takırtı, tıkırtı.
 2. çıngırak, çıngırdak.
 |  |  
								| rattle | {f.}, {i.} takırdamak, tıkırdamak; takırdatmak; {k.dili} akımı karıştırmak; {i.} takırtı;  boş laf, gevezelik; zırıltı; çocuk çıngırağı;  çıngıraklı yılanın çıngırağı; can çekişme hırıltısı. rattle off ezbere söylemek. rattle  on boş laf etmek, çok konuşmak, saçmalamak. |  |  
								| rattle | f. takırdamak, tıkırdamak; takırdatmak, tıkırdatmak. 
 i.
 1. takırtı, tıkırtı.
 2. çıngırak, çıngırdak.
 |  |  
								| rattle | {f.}, {i.} takırdamak, tıkırdamak; takırdatmak; {k.dili} akımı karıştırmak; {i.} takırtı;  boş laf, gevezelik; zırıltı; çocuk çıngırağı;  çıngıraklı yılanın çıngırağı; can çekişme hırıltısı. rattle off ezbere söylemek. rattle  on boş laf etmek, çok konuşmak, saçmalamak. |  |  |  
 
				
					|  İngilizce » Türkçe  İlişkili Sonuçlar | Yukarı  |  
					| 
									
									| death rattle | {'deɵ,rætəl} 
 [N] can çekişme hırıltısı
 |  |  
									| rattle-pated | {'rætəl,peıtıd} 
 [A] boş kafalı, beyinsiz, geveze, çalçene, dırdırcı
 |  |  
									| rattle the saber | [V] savaş tehdidinde bulunmak
 |  |  
									| rattle the sabre | [V] savaş tehdidinde bulunmak
 |  |  
									| rattle off | ezbere söylemek. |  |  
									| rattle off | ezbere söylemek. |  |  
									| rattle on | cır cır ötmek, durmadan konuşmak. |  |  
									| rattle on | cır cır ötmek, durmadan konuşmak. |  |  
									| rattle off | * ezbere söylemek. |  |  
									| rattle on | * cır cır ötmek, durmadan konuşmak. |  |  
									| rattle off | çabuk çabuk söyle |  |  
									| rattle on | durmadan konuş |  |  
									| death rattle | can çekişme hırıltısı |  |  
									| rattle pated | boş kafalı, beyinsiz, geveze, çalçene, dırdırcı |  |  
									| rattle the saber | savaş tehdidinde bulunmak | f. |  
									| rattle the sabre | savaş tehdidinde bulunmak | f. |  |  
 |