İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
rake-off |
{'reıkɒf}
- [N] kanunsuz kazanç, yolsuz kazanç
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
rake |
{reık}
- [N] çapkın, eğiklik, tırmık, gelberi, fırın tarağı, hovarda, zampara, çapkın adam, uçarı, yan yatma {gemi}
- [V] tırmıklamak, tırmıkla toplamak, taraklamak, arayıp taramak, araştırmak, taramak {silah}, yan yatmak {gemi}
|
|
rake off |
- [V] yolsuzluk yapmak, kanunsuz yoldan para kazanmak
|
|
rake over |
- [V] tırmıklamak, geçmişi tekrarlamak
|
|
rake together |
- [V] tırmıkla toplamak, toparlamak, toplamak, bir araya getirmek
|
|
rake up |
- [V] canlandırmak, kurcalamak, aydınlatmak, gün ışığına çıkarmak, geçmişi ortaya çıkarmak
|
|
rake |
i. bahç. tırmık, tarak.
f. 1. tırmıkla toplamak. 2. {toprağı} tırmıklamak/taraklamak. 3. through -i taramak, -i dikkatle gözden geçirmek. 4. ask. {ateşle} taramak. |
|
rake |
f.i. den. yan yatmak, meyletmek;
i. bir direğin veya dikili şeyin meyli; yan koyma {şapka}. |
|
rake |
f.
i. tarak, tırmık;
f. taraklamak, tırmıklamak; ince ince araştırmak, taramak; ask. ateşle taramak. rake over the coals şiddetle azarlamak. rake in money kolayca para kazanmak. rake up toplamak, bir araya getirmek. rake up the past eski defterleri karıştırmak. |
|
rake |
i. sefih adam, ahlâksız kimse. |
|
rake in money |
çok para kazanmak. |
|
rake s.o. over the coals |
birini şiddetle azarlamak, birini haşlamak. |
|
rake up the past |
eski defterleri karıştırmak. |
|
rake |
rake
reyk
İsim, horticulture
* tırmık.
Fiil
* tırmıkla toplamak.
* {toprağı} tırmıklamak.
military
* {ateşle} taramak.
* [together] -i zar zor bir araya getirmek. |
|
rake in money |
* çok para kazanmak. |
|
rake someone over the coals |
* birini şiddetle azarlamak, birini haşlamak. |
|
rake something up |
* bir şeyi çıkarıp ortaya dökmek, eski defterleri karıştırmak. |
|
rake |
{den.} yan yatmak, meyletmek; bir direğin veya di |
|
rake |
tarak, tırmık; taraklamak, tırmıklamak; ince ince |
|
rake |
sefih adam, ahlâksız kimse. |
|
garden rake |
tırmık |
|
|
|