İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
purpose |
{'pɜ:rpəs}
- [N] amaç, maksat, niyet, gaye, kasıt, azim, mesaj {hikâye}, verilmek istenen mesaj
- [V] niyet etmek, tasarlamak, kastetmek, amaçlamak
|
|
purpose |
i. maksat, meram, murat; niyet; karar. at cross purposes birbirinin maksadına aykırı. on purpose mahsus, bile bile, isteyerek, kasten. serve the purpose işine gelmek, maksadına hizmet etmek. to good purpose iyi netice vererek, faydalı surette. to no purpose hiç netice vermeyerek, faydasızca. to the purpose asıl meseleye değinerek. to what purpose? faydası ne? ne maksatla? purposeless
s. manasız; maksatsız. purposely
z. kasten, mahsus, bile bile. |
|
purpose |
f. niyet etmek tasarlamak, kastetmek; istemek, murat etmek. |
|
purpose |
i. 1. niyet, maksat, amaç. 2. kararlılık, azim. |
|
purpose |
amaç |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
all-purpose |
{,ɔ:l'pɜ:rpəs}
- [A] çok amaçlı, çok yönlü, kullanışlı
|
|
cross-purpose |
{,krɔ:s'pɜ:rpəs}
|
|
dual-purpose |
{,du:əl'pɜ:rpəs}
|
|
general-purpose |
{,dʒenərəl'pɜ:rpəs}
- [A] genel amaçlı, kullanışlı
|
|
infirmity of purpose |
|
|
infirm of purpose |
|
|
intentness of purpose |
|
|
answer the purpose |
- [N] iş görmek
- [V] işe yaramak, ihtiyacı karşılamak
|
|
for the purpose of |
- [PREP] amacıyla, maksadı ile
|
|
on purpose |
- [ADV] mahsus, kasten, bile bile, kasıtlı olarak, bilerek
|
|
serve the purpose |
- [N] iş görmek
- [V] işe yaramak, ihtiyacı karşılamak
|
|
strenght of purpose |
- [N] kararlılık, azim, sebat
|
|
turn to good purpose |
- [N] fayda sağlamak, yararı dokunmak, iyi sonuçlanmak
|
|
What is the purpose of your visit? |
- [PHR] amaç: Seyahat amacınız?
|
|
purpose-trained |
- [A] özel yetiştirilmiş, özel amaçlı eğitilmiş
|
|
singleness of purpose |
- [N] tek amacı olma, ne istediğini bilme, kararlılık
|
|
tenacity of purpose |
|
|
all purpose |
çok maksatlı |
|
all purpose glue |
çok maksatlı yapıştırıcı |
|
all purpose tyre |
çok maksatlı lastik |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|