İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
acid-head |
- [N] lsd bağımlısı, uyuşturucu bağımlısı {l.s.d.}
|
|
beat smth. into smb.'s head |
- [ID] kafasına sokmak, beynine işlemek
|
|
go boil your head! |
- [INTRJ] defol!, git başımdan!
|
|
gilt-head bream |
|
|
bullet-head |
{'bʋlıt,hed}
- [N] inatçı, küçük yuvarlak baş
|
|
clap a hat on one's head |
- [V] şapkayı kafasına geçirmek
|
|
have one's head in the clouds |
- [ID] aklı bir karış havada olmak, dalgın olmak, hayâl aleminde olmak
|
|
heap coals of fire on one's head |
- [ID] kötülüğe iyilikle karşılık vermek
|
|
college pudding |
- [N] tek kişilik erik pudingi
|
|
curly-head |
{'kɜ:rlı,hed}
|
|
death's head |
{'deɵshed}
- [N] kurukafa, kurukafa şekli, pervane: bir tür pervane
|
|
die head |
|
|
fall head over heels |
|
|
fountain-head |
{'faʋntən,hed}
- [N] kaynak, pınar başı, asıl
|
|
head |
{hed}
- [A] baş, baş ile ilgili, baştaki
- [N] ana, baş, kafa, akıl, kelle, reis, başkan, şef, lider, müdür, yönetici, tepe, zirve, tura, köpük, kaymak, pınar başı, konu başlığı, konu, uç kısım, kişi, kişi başı, adam başı
- [V] başında olmak, başı çekmek, yönetmek, kullanmak, yönlendirmek, gitmek, yönelmek, baş vermek
|
|
back of the head |
|
|
bite smb.'s head off |
|
|
by head and shoulders |
- [ADV] yaka paça, omuz seviyesinden
|
|
come to a head |
- [V] baş vermek, çıkmak, sona ermek, doruğa ulaşmak
|
|
enter one's head |
|
|
|
|