Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
post Dinle! {pəʋst}
  • [N] nokta, posta, kurye, mektup (Brit.), direk, sütun, kolon, kazık, nöbet, nöbet yeri, kışla, karakol, garnizon, yer, küçük ticaret merkezi, iş
  • [V] postalamak, posta ile göndermek, bilgi vermek, aydınlatmak, yapıştırmak {ilan}, asmak {afiş}, ilan yapıştırmak, ilan etmek, afişe etmek, yerleştirmek (ask.), dikmek {nöbetçi}, atamak, tayin etmek, görevlendirmek, aktarmak {kayıt}, geçirmek {kayıt}, ,
post i.

f. kazık, destek;

f. yapıştırmak {ilân}; afişlerle ilan etmek; kusurlarını açığa vurmak; adını listeye koymak; den. {geminin} geciktiğini veya battığını ilan etmek.
post i.

f. memuriyet, mahal, bir memurun tayin edildiği yer, hizmet; ordugah, kışla, askeri menzil; kol, karakol, devriye; polis noktası; yabancıların kurdukları alış veriş yeri; A.B.D. savaşa katılmış kimselerin kurdukları dernek;

f. koymak, yerleştirmek; vazifelendirmek.
post i.

f.

z. İng. posta; ing posta servisi, posta kutusu, postane; atlı postacı, posta tatarı; atlı postacının at değiştirdiği yer, menzil;

f. İng. postaya vermek, posta ile göndermek; bilgi vermek, bildirmek; hesapları yevmiye defterinden ana deftere nakletmek; posta atlarıyle seyahat etmek; süratle yolculuk etmek, acele gitmek;

z. posta atlarıyle; süratle, çabuk olarak. post card kartpostal, posta kartı. post chaise posta arabası. post exchange A.B.D. ordu kooperatifi, Orko. post office postane, abbr PTT. post road posta yolu. a heavy post mektupla dolu posta. morning post sabah postası. by return post ilk posta ile, acele.
post i. İng.
1. posta.
2. posta servisi.
3. posta kutusu.
4. postane.

f.
1. İng. postalamak, postaya vermek.
2. {kayıtları} günlük defterden ana deftere geçirmek.

Türkçe » İngilizce Yukarı
post
  • [N] skin, fur, coat, hide, pelt, fell
post ,-tu
1. {dressed or undressed} skin, pelt {with its hair, wool, or fur still on it}.
2. {used sarcastically} post, office, position.
3. the position of sheikh in a dervish order.
4. made of a skin or pelt.

__unu çıkarmak /ın/
1. to skin {an animal}.
2. to beat the daylights out of {someone}.

__u deldirmek slang to be hit by a bullet; to be winged.

__ elden gitmek
1. to be killed, be bumped off.
2. to lose one´s position or power.

__ kalpak sheepskin cap.

__ kapmak to obtain a position, get oneself promoted to a position; to do someone out of his post.

__ kavgası struggle over who´s to get an official position.

__u kurtarmak to save one´s skin, manage to escape death.

__una saman doldurmak /ın/ to kill, fill {someone} full of lead.

__u sermek
1. {for a guest} to stay on and on with no apparent thought of leaving.
2. to hold on to one´s position as if one will never quit it.

__u vermek to die, give up the ghost.
post post[u] * {dressed/undressed} skin, pelt {with its hair/wool/fur still on it}. * ({used sarcastically}) post, office, position. * the position of sheikh in a dervish order. * made of a skin/pelt.
post guard hair
post coat

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
alarm post
  • [N] alârmda toplanma yeri
binding post
  • [N] ekleme halkası, bağlama ucu
bottle post
  • [N] şişeyle denize bırakılan mesaj
command post
  • [N] kumanda yeri, geçici karargâh
control post
  • [N] kontrol noktası
deaf as a post
  • [A] duvar gibi sağır
Post-Office Department
  • [N] bakanlık: posta bakanlığı (Amer.)
Would you please direct me to the post office?
  • [PHR] gitmek: Postaneye nasıl gideceğimi tarif eder misiniz?
finger post {'fıŋgərpəʋst}
  • [N] yön işareti, ima, dolaylı anlatma
first-aid post
  • [N] ilk yardım merkezi
goal post {'gəʋlpəʋst}
  • [N] kale direği
listening post
  • [N] dinleme istasyonu
moor post
  • [N] palamar babası
parcel post
  • [N] paket postası
per post
  • [N] posta ile
post- {pəʋst}
  • [PREF] sonraki, sonra, sonrası
as deaf as a post
  • [A] duvar gibi sağır
express post
  • [N] posta: ekspres posta
general post office
  • [N] postane: büyük postane, postane: merkez postane
I'd like to send this by express post.
  • [PHR] posta: Bunu ekspres posta ile göndermek istiyorum.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
post dolduran kimse
  • [N] taxidermist
post doldurma ile ilgili
  • [A] taxidermal, taxidermic
post yünü
  • [N] skin wool
tuz ve şap ile işlemek (post)
  • [V] taw
post elden gitmek * to be killed, be bumped off. * to lose one's position/power.
post kapmak * to obtain a position, get oneself promoted to a position; to do someone out of his post.
post kavgası * struggle over who's to get an official position.
endüktif post inductive post
POST Hatası POST Error
post dolduran kimse taxidermist n.
post doldurma ile ilgili taxidermal, taxidermic adj.
post yünü skin wool n.
tuz ve şap ile işlemek (post) taw v.
endüktif post inductive post [tech.]