İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
post-date |
{pəʋst'deıt}
- [V] ileriki tarihe yazmak, sonraki tarihi atmak
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
advance the date |
|
|
alarm post |
- [N] alârmda toplanma yeri
|
|
back-date |
{,bæk'deıt}
- [V] eski tarih atmak, geçmiş tarihi de kapsatmak
|
|
binding post |
- [N] ekleme halkası, bağlama ucu
|
|
date of birth |
|
|
blind date |
- [N] tanımak: tanımadığı biriyle çıkma, tanıma: tanımadan buluşulan kimse
|
|
bottle post |
- [N] şişeyle denize bırakılan mesaj
|
|
closing date |
{'kləʋzıŋ,deıt}
- [N] kapanış tarihi, kapanış günü
|
|
command post |
- [N] kumanda yeri, geçici karargâh
|
|
completion date |
|
|
control post |
|
|
date |
{deıt}
- [N] tarih, zaman, dönem, vade, randevu, buluşma, flört, hurma
- [V] tarih atmak, zamanını belirlemek, çıkmak, flört etmek, buluşmak, eskiden kalmak, eski bir tarihten geliyor olmak, eskimek, bayatlamak
|
|
date ahead |
- [V] ileri bir tarihe atmak
|
|
date back to |
- [V] geçmişe dayanmak, geçmişe uzanmak
|
|
date block |
- [N] takvim, yapraklı takvim
|
|
date from |
|
|
date palm |
{'deıtpɑ:m}
|
|
date-tree |
{'deıt,tri:}
|
|
date up |
- [V] buluşmak, çıkmak, randevu vermek
|
|
deaf as a post |
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
post |
- [N] skin, fur, coat, hide, pelt, fell
|
|
post dolduran kimse |
|
|
post doldurma ile ilgili |
- [A] taxidermal, taxidermic
|
|
post yünü |
|
|
tuz ve şap ile işlemek (post) |
|
|
date back |
1. belong to an earlier time; "This story dates back 200 years". |
|
post |
,-tu 1. {dressed or undressed} skin, pelt {with its hair, wool, or fur still on it}. 2. {used sarcastically} post, office, position. 3. the position of sheikh in a dervish order. 4. made of a skin or pelt.
__unu çıkarmak /ın/ 1. to skin {an animal}. 2. to beat the daylights out of {someone}.
__u deldirmek slang to be hit by a bullet; to be winged.
__ elden gitmek 1. to be killed, be bumped off. 2. to lose one´s position or power.
__ kalpak sheepskin cap.
__ kapmak to obtain a position, get oneself promoted to a position; to do someone out of his post.
__ kavgası struggle over who´s to get an official position.
__u kurtarmak to save one´s skin, manage to escape death.
__una saman doldurmak /ın/ to kill, fill {someone} full of lead.
__u sermek 1. {for a guest} to stay on and on with no apparent thought of leaving. 2. to hold on to one´s position as if one will never quit it.
__u vermek to die, give up the ghost. |
|
post |
post[u]
* {dressed/undressed} skin, pelt {with its hair/wool/fur still on it}.
* ({used sarcastically}) post, office, position.
* the position of sheikh in a dervish order.
* made of a skin/pelt. |
|
post elden gitmek |
* to be killed, be bumped off.
* to lose one's position/power. |
|
post kapmak |
* to obtain a position, get oneself promoted to a position; to do someone out of his post. |
|
post kavgası |
* struggle over who's to get an official position. |
|
post |
guard hair |
|
endüktif post |
inductive post |
|
post |
coat |
|
post |
fur |
|
post |
hide |
|
post |
pelt |
|
post |
skin |
|
POST Hatası |
POST Error |
|
post dolduran kimse |
taxidermist |
n. |
|
|