İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
poor |
{pʋər}
- [A] zavallı, fakir, düşkün, yoksul, sefil, perişan, verimsiz, çorak, zayıf {az}, az, fena, kötü, naçizane
- [N] sefil, garip
|
|
poor |
s. 1. yoksul, fakir. 2. zayıf. 3. az. 4. kuvvetsiz. 5. verimsiz, kısır. 6. zavallı, biçare. 7. kötü, beklenen düzeyde olmayan.
i. |
|
poor |
s.
i. fakir, yoksul, muhtaç; zayıf; kıt, az; kuru, kuvvetsiz; sıhhati bozuk; zavallı, biçare; fena, adi, bayağı; rahatsız {gece};
i. the ile fakir fukara. poor box sadaka kutusu. poor farm fakirlere iş bulunan ve bakılan kurum. Poor fellow! Vah zavallı! Vah biçare! poor house seyircisi az .poor laws fakirleri koruma kanunları. poor rate İng. halktan toplanan fakirlere yardım vergisi. poor white asağ. aşağı tabakadan beyaz bir kimse. |
|
poor |
poor
pûr
Sıfat
* yoksul, fakir.
* zayıf.
* az.
* kuvvetsiz.
* verimsiz, kısır.
* zavallı, biçare.
* kötü, adi.
İsim
·(bakınız)
"the poor" |
|
poor |
fakir, yoksul, muhtaç; zayıf; kıt, az; kuru, kuvve |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
the poor devil |
|
|
be a poor eater |
- [V] az yemek yiyen biri olmak
|
|
poor fellow |
|
|
poor fucker |
|
sl. |
guardian of the poor |
- [N] fakir babası, fakirlerin koruyucusu
|
|
of poor physique |
|
|
poor poll |
- [N] düşük oy sayısı, az oy
|
|
poor polling |
|
|
become poor |
|
|
grow poor |
- [V] fakirleşmek, yoksullaşmak, perişanlaşmak
|
|
make poor |
|
|
the poor |
- [N] fakirler, fukara, fakir fukara
|
|
poor box |
{'pʋərbɒks}
|
|
poor-law |
{'pʋərlɔ:}
- [N] fakirleri koruma yasası, fakirlere yardım yasası
|
|
poor-looking |
|
|
poor person |
- [N] fakir, yoksul, fukara
|
|
poor-relief |
|
|
poor-spirited |
{,pʋər'spırıtıd}
|
|
of poor quality |
- [A] kalitesiz, düşük kaliteli
|
|
poor quality |
- [N] düşük kalite, kötü kalite
|
|
|
|