Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
pleasure-seeking
  • [A] zevk düşkünü, eğlence düşkünü

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
pleasure without alloy
  • [N] tam bir keyif, eksiksiz bir memnuniyet
live a life of pleasure
  • [ID] hızlı yaşamak
pleasure Dinle! {'pleʒər}
  • [N] zevk, haz, sevinç, keyif, memnuniyet, istek, irade
do smb. a pleasure
  • [V] sevindirmek, kıyak yapmak
feel pleasure
  • [V] haz duymak
give smb. pleasure
  • [V] zevk vermek
It's my pleasure.
  • [PHR] zevk: Bu zevk bana ait.
man of pleasure
  • [N] keyif ehli, zevkine düşkün tip
take pleasure
  • [V] zevk almak, haz almak, hoşuna gitmek
with pleasure
  • [ADV] memnuniyetle
pleasure boat {'pleʒər,bəʋt}
  • [N] eğlence gemisi
pleasure ground {'pleʒər,graʋnd}
  • [N] lunapark, eğlence yeri
self-seeking Dinle! {,self'si:kıŋ}
  • [A] çıkarcı
wallow in pleasure
  • [V] zevk içinde yaşamak
at one´s pleasure
1. istediği zaman.
2. isteğine göre.
give s.o. pleasure birine zevk/haz/keyif vermek.
He is welcome to come and go at his pleasure. İstediği zaman gelip gidebilir.
It´s a pleasure. Benim için bir zevktir.
lead a life of pleasure zevk ve sefa sürmek.
pleasure i.

f. zevk, sefa, haz, lezzet sevinç, keyif, memnuniyet; emir, irade;

f. {eski} zevk vermek; zevk almak. at pleasure isteğe göre. do {one} the pleasure of lütfunda bulunmak. It is a pleasure Benim için bir zevktir. take pleasure in -den zevk almak. What is your pleasure? Ne arzu edersiniz?